Belediyeye Karşı İdeolojik ve Militan Gazetecilik mi Yapılıyor?

Belediyeye Karşı İdeolojik ve Militan Gazetecilik mi Yapılıyor?

Belediyeye Karşı İdeolojik ve Militan Gazetecilik mi Yapılıyor?

Gazetecilik, hiçbir şekilde kendine çıkar sağlama aracı değildir. Gazetenin etki(leme) gücünü elinde bulunduranlar; kamusal bir işlevi olan bu aracı kullanarak, kendilerine maddi çıkar sağlayamayacakları gibi, siyasi ve ideolojik anlamda karşı oldukları kişilere karşı bir yıpratma, zihinleri bulandırma, kafa karışıklığı yaratma anlamında da kullanmamalıdırlar. Yerel ve ulusal ölçekli olsun, gazetelerin görevi kendi hedef kitlelerine objektif bir yaklaşımla doğru haberleri vermek olmalıdır. Bu, milliyetçi, liberal ve muhafazakâr yayın politikasına sahip olan gazeteler için geçerli olduğu kadar, sol yayın politikasına sahip olduğunu savunan gazeteler için de geçerlidir. Basın meslek ilkeleri ve etiği; bunu gerektirir...

Milas'ta yayın yapan bazı yerel gazetelerin, Milas Belediyesine karşı bir karalama ve zihin bulanıklığı yaratma türünden objektif olmaktan uzak bir yayın yapma tavrı içinde olduklarını gözlüyorum. Bu yapılan yayınlarla, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat sanki hiçbir şey yapmıyormuş, yaptıkları yanlışmış veya kamu kaynaklarını istismar eden bir davranış içindeymiş gibi bir hava yaratılıyor... Ortada bir yanlışlık ve istismar varsa, bu yazılsın. Basının görevi, eleştirel haberleriyle doğruların yapılmasını sağlamak, yanlışın önüne geçmek olmalı. Basın, yönetenlere, onların görmediklerini veya atladıklarını gösterirse, yanlış bir uygulamayı önlerse; toplum yararına doğru bir işlevi yerine getirmiş olur.  Bu alkışlanacak, saygı duyulacak bir gazetecilik görevidir. Eğer yapılan haberlerle, bir kurum işlemez hale getiriliyor, o kurumda çalışanların moral ve motivasyonları bozuluyorsa; bu da gazetecilik açısından yanlış olan bir durumdur.

Yazımın esin kaynağı olan şey; 3-4 gün önce Gazete Milas'ta çıkan bir haberdi. Haberde, belediye tarafından yapılacak cadde ve sokak düzenleme çalışmaları sırasında harcanacak olan 6 milyon liranın, o cadde ve sokakların, “Milas Altyapı Projesi”nin uygulanması sırasında, o yerler tekrar kazılacağından; bu nedenle, şimdi bu işler için harcanacak paranın çar-çur edilmiş olacağını yazıyordu. Haberi okumuştum. Aklımda kalan özü buydu. Daha sonra Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, bu konuyu açıklayan ve aydınlatan bir basın toplantısı düzenledi. Belediye Başkanı Tokat, daha sonra bir kısım yerel gazetelerde okuduğum açıklamasında;  “Milas Altyapı Projesi”nin kredisi bulunmadığı için ihalesinin yapılmadığını, bu projenin, ihalesi yapılıncaya kadar bazı yerlerin alt yapı çalışmalarını belediye olarak kendilerinin yapacağını, bu çalışmalar sırasında bozulan yerlerin düzenlemeleri için 6 milyon liranın harcama yetkisinin istenildiğini ifade ediyor.

Belediye başkanının bu tavrı doğru ve yerinde bir tavırdır. Gazete Milas'ın ve haberi yapan arkadaşımızın yazdığı gibi, sokak ve cadde düzenleme çalışmalarından sonra “Milas Altyapı Projesi”nin çalışmaları için buraya tekrar girilseydi, o zaman sizin yazdıklarınızın doğru olduğu anlaşılırdı. Belediye başkanının meclis toplantısında gerçekleri örtbas ederek, meclis üyelerini yanıltarak bu yetkiyi belediye meclis üyelerinden alması mümkün olabilir mi? Ki orada farklı partilerin belediye meclisi üyeleri de var. Bu haberin objektif olarak yapılmadığını ve bir önyargının(siyasi-ideolojik vb.) ürünü olduğunu düşünüyorum. İdeolojik ve militan gazetecilik, gazetelerin ve gazetecilerin itibarlarına gölge düşürür ve saygınlıklarını yitirmelerine neden olur!

HABERLERİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Bu tür objektiflikten uzak, yanlı haberler; o kurumda çalışan personelin de tedirgin olmalarına ve diken üstünde durmalarına neden olur. Böyle haberler süreklilik arzedince, o kurumda çalışanların kendilerine olan güvenleri de zedelenir ve önündeki evrakları imzalamaktan korkar ve çekinir hale gelirler. Bu tür haberlerin, bir de böyle psikolojik boyutu vardır. İş bu noktaya geldiğinde, o kurum, o personeliyle(hele bu kurum belediye ise) fazla iş üretebilir mi?  Bir korku ve tedirginlik ortamı yaratıldığında; ne yapsanız, o insanları motive edemezsiniz. Müfettiş korkusuna, yargı huzuruna çıkma endişesine karşı; herkes kendisini geri planda tutmak ister... Tüm kamuda çalışanların ortak endişesidir bu ve ondan sonra iş, suya-sabuna dokunmadan görev yapmaya dönüşür veya idare edilebilecek(veya düzeltmesi istenilebilecek) basit bir kusur için vatandaşa yüklü miktarda para cezası kesilir ve bu sefer vatandaşın canı yanar. Memur, kendini kurtarmak için, yapıcı ve vatandaş lehine davranan bir kişilikten; hoşgörüsünü ve iyi niyetini sıfırlayan acımasız ve gaddar bir kimliğe doğru dönüşüm yapar. Bu haberlerin, vatandaşa dokunan yanları da vardır işte böyle.

Sonuç: Az-buçuk bu sektörün içinde olan, bu işin havasını solumuş bir kişi olarak, her nerede olurlarsa olsunlar, arkadaşlarımı sorumlu gazetecilik yapmaya davet ediyorum. Yapılan haberlerle, kamu adına ve onlar için görev yapanlar tedirgin edilmemeli. Açığı olan, şaibesi olan varsa, bu yazılsın ama kafaları karıştırma, zihinleri bulandırma, çamur at izi kalsın, ayıklasınlar pirincin taşını şeklinde veya iktidarın tutumundan da cesaret alarak görevden aldırmaya yönelik böyle kasıtlı haberler de yapılmamalı. İdeolojik ve militan gazetecilik, gazetecilik değildir. Eğer bu yapılırsa, gazeteler silaha dönüşür. Gazeteler hiçbir zaman silah olmamalı... Gazeteler kamuoyunu doğru bilgilerle donatan, birer haber verme aracı olarak kalmalıdırlar!..

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner95

banner96