Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, törende yaptığı konuşmada, kalkınma ve gelişmenin sadece bir sektörde olmaması gerektiğini ve Muğla’nın kıyısal ile kırsal olmak üzere iki ekonomik geliri olduğunu vurguladı.
Turizmin yanı sıra çok önemli tarım potansiyeline de sahip olduklarını belirten Gürün, bilinçsiz şekilde tarım yapılması nedeniyle bundan faydalanamadıklarını kaydederek, “Muğla’da kırsalın kalkınmasını yapamazsak, Muğla’nın sadece kıyılardan gelişen kalkınmayla ileriye doğru bir şekilde götürülmesi mümkün değil. Ziraat hak ettiği değeri görmüyor ama dünyanın geleceği tarımla, ziraatla ve topraktan elde ettiğimiz ürünle olacaktır.” dedi.
Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık, Yatağan’ın doğa, tabiat, iklim, tarih ve kültür olarak çok önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, ilçedeki tarımsal faaliyetlerin gelişmesi için ellerinden gelen desteği sağladıklarını söyledi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Salih Tufan, kurum olarak, katma değeri yüksek, alternatif tarım ürünleri üretmek üzere düşündüklerini ve sonuç olarak kilogramı yaklaşık bin euro olan trüf mantarı ve ilaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan lavanta yetiştirmeye karar verdiklerini söyledi.
Tufan, iklim şartları ve toprak yapısının elverişli olması nedeniyle fidanları Yatağan’a diktiklerini belirterek, “Meşe ağacı fidanının köklerine aşılanan trüf, beşinci yılından itibaren ürün veriyor. Bu arada, üreticilerimizin en azından masraflarını çıkarmak adına katma değeri yüksek olan lavantayı dikmeyi planladık. Bunun hasadına da önümüzdeki yıldan itibaren başlayacağız.” dedi.
Yatağan’da oluşturulan trüf mantarı üretim sahasının trüf üretiminde dünyanın ilk sıralarında yer alan Fransa, İtalya ve İspanya’daki yerlerden farklı olmadığını aksine daha modern olduğunu kaydeden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Trüf Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aziz Türkoğlu, Muğla ve Denizli’nin trüf için elverişli olduğunu söyledi.
Türkoğlu, Orman Genel Müdürlüğü’ne ait alanların yanı sıra Yatağan’daki üç ayrı yere trüf aşılı meşe fidanı diktiklerini ve iki yıl içerisinde buralarda trüf yetişebileceğinin altını çizerek, “Ülkemiz, belki de Avrupa’nın bütün trüf potansiyeline sahip. Bunun için üç temel prensip olan süper bir toprağa, kışları ılıman bir iklime ve Türkiye’nin en çok yağış alan ikinci bölgesine sahibiz. Gerekli desteklerin sağlanmasıyla oluşturulan trüf bahçeleri, bölgeye önemli bir katkı sağlayacak.” diye konuştu.
Fransa'nın Cahors şehrindeki Tarım ve Bağcılık Meslek Yüksekokulunda görevli trüf mantarı uzmanı Pierre Sourzat, trüf mantarının değerinden dolayı “siyah elmas” ve toprağın altında yer almasından dolayı da “gizemli mantar” olarak adlandırıldığını belirterek, “Trüf mantarı, lüks bir mantardır. Bu mantar, yetiştiği ülkelere yemek sanatı, turizm, tarım turizmi ve ekonomi alanlarında önemli katkılar sağlamaktadır. Sürdürülebilir hale getirilirse trüf, Muğla için çok iyi bir fırsat olarak değerlendiriyorum. Muğla, tüketimi karşılamak için iyi bir altyapıya sahip.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından törene katılanlar trüf mantarı aşılı meşe ağaçları ile lavanta fidanlarını trüf mantarı üretim sahasına dikti.
