Bunun üzerine harekete geçen ve doğup büyüdüğü yerin bir kömür ocağına dönüştürülmemesini isteyen Turgutlu Tayyibe Demirel, kendi imkanlarıyla çeşitlik kurum ve kuruluşlara dilekçeyle başvuru yaparak, istimlak çalışmalarını durdurmak istedi. Girişimlerinden sonuç alamayan Demirel, durumu TEMA Vakfı temsilcilerine iletti. Bunun üzerine Turgut’a gelen temsilciler, Turgut’ta yaşanabilecek durumlar hakkında vatandaşları bilgilendirdi.
TEMA Vakfı Muğla Temsilcisi Sergender Sezer, Akdeniz Yeşilleri Derneği Temsilcisi Mustafa Tuncaelli ve TEMA Vakfı Üyesi Ümran Sarıkan, toplantıda benzer olayların Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşandığını ve durumdan en çok zarar görenlerin bölge halkı olduğunu savundular. Bölge halkının topraklarına sahip çıkması gerektiğini anlatan Sezer, Tuncaelli ve Sarıkan, bağlı bulundukları vakıf ve derneklerin de sağlayabileceği destekleri kendilerine vereceklerini söylediler.
Toplantıda konuşan Tayyibe Demirel ise, “Turgut’umuz Yeşilbağcılar gibi olmasın” diyerek başladığı konuşmasını, “Bir süre önce Turgut’un altında da kömür olduğunu ve bu nedenle mahallemizin bir bölümünün kazılarak kömür çıkartılacağını duydum. İstimlak edilecek olan araziler hepimizin. Buralara sahip çıkmalıyız. Bunu öğrendiğim günden beri, bu olayı kabuslarımda görüyorum” diye konuştu.
Demirel, yazışmaları sonucunda Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürlüğü’nün kendisine verdiği cevabı da kamuoyuyla paylaştı.
Yıllardır yaşadıkları, üzerinde tarımsal faaliyetlerde bulundukları arazilerin yok pahasına satılacağını ileri süren Demirelli, kendisine gönderilen mektuptaki açıklamada ise şu ifadelerin yer aldığını bildirdi:
“2009 yılında Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile uygulamaya konulan ‘Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Stratejisi Belgesi’ ile cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılına kadar, tüm yerli kömür potansiyelimizin ekonomimize kazandırılması hedefleri doğrultusunda, dünyada temiz kömür teknolojileri alanında ortaya çıkan olumlu gelişmeler yakından takip edilerek kömür kaynaklarımızın, fosil yakıtlar içinde ‘öncelikli olarak değerlendirilmesi zorunlu kaynak’ olduğu gerçeği göz önünde bulundurmalıyız. Nitekim, ülkemizin zengin linyit rezervlerine sahip olması ve yapılacak aramalar ile yeni kömür yataklarının bulunup geliştirilmesi fırsatları düşünüldüğünde, gelecekte kömürden azami bir şekilde yararlanılmasının kaçınılmaz olduğu da görülecektir.”
