Bir MARFOD’lunun gözünden tarihi “Yatağan”

Marmaris Fotoğraf Dostları Derneği’nin (MARFOD) Yatağan ilçesinde gerçekleştirdiği gezinin ardından MARFOD üyesi Enver Gülmez, ilçenin tarihi ve kültürel mekanlarındaki izlenimlerini Yatağan Demeç Gazetesi’yle paylaştı.

Bir MARFOD’lunun gözünden tarihi “Yatağan”

Marmaris Fotoğraf Dostları Derneği (MARFOD), geçtiğimiz günlerde, eşsiz tarihi zenginlikleri ve doğasıyla her mevsim yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Yatağan ilçesine gelerek ilçenin zenginliklerini fotoğrafladı.

MARFOD’un Lagina Kutsal Alanı’ndan başlayan ve daha sonrasında Osman Hamdi Bey Konağı ve Stratonikeia Antik Kenti’nde son bulan gezisini, fotoğraf çalışmalarıyla dikkat çeken dernek üyesi Enver Gülmez kaleme aldığı “Yol hikayesi”yle taçlandırdı.

Gülmez’in Yatağan’daki gezi sırasındaki izlenimleri, şekilde:

Muğla ili eşsiz doğası ve kültürünün yanı sıra çok sayıda tarihi zenginliği ile de dikkatimizi çekiyor. Ölümsüz aşkların ve gladyatörlerin kenti Stratonikeia ve kentin kutsal alanı Lagina ile dünyaca ünlü ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ adlı tablonun yaratıcısının adını taşıyan Osman Hamdi Bey Konağı bunlardan sadece üçü…

Bir pazar sabahı üyesi olduğum MARFOD’un 28 kişilik grubuyla söz konusu tarihi noktaları yerinde görmek, haklarında bilgi almak ve tabii ki fotoğraflamak için midibüsle yola çıktık. İlk fotoğrafımızı da araçta, yolculuk selfiesi olarak çektik. İlk durağımız Yatağan oldu. Bize rehberlik edecek Belediye Başkan Yardımcısı Tarcan Oğuz’la buluştuk. O da aracıyla seyahatimize katıldı.

İstikametimiz Yatağan’da, Muğla ile Bodrum arasındaki karayolundan 8 kilometre içeride bulunan ve Turgut Mahallesi’ndeki Lagina’ydı. Yol üzerinde görünce dahi ürktüğümüz, çevreye verdiği zararları duyduğumuzda üzüldüğümüz termik santrali fotoğraflamak için durduk. Bacalarına ne kadar filtre takılsa da çevreye verdiği zarar özellikle kış aylarında gözle dahi görülebilen santralin dev bacalarından çıkan duman objektiflerimizin en çok kilitlendiği nokta oldu.

Ardından Lagina’ya en yakın yerleşim merkezi olan Turgut Mahallesi’ne gittik. Köylünün tamamen doğal organik ürünlerle hazırladığı kahvaltıyı yaparken termik santrali içimize bıraktığı hüznün yerini, umut ve yaşam sevinci aldı. Arada iki lafın belini de kırdığımız çok sıcak samimi ve doğal olan köylüler ile mahalleyi de fotoğrafladıktan sonra Lagina’ya hareket ettik.

Karayolundan sonra bir kilometre boyunca patika yoldan giderek vardığımız Lagina’ya yöre halkı ‘Leyne’ diyormuş. Tarcan Oğuz’un anlattıklarına göre, Lagina, 11 kilometre uzağında bulunan Stratonikeia kentinin kutsal alanı olarak inşa edilmiş. Lagina'da yürütülen arkeolojik araştırmalar ise ilk olarak Osmanlı devrinde Osman Hamdi Bey ve Halit Ethem Bey yönetimindeki bir Türk bilim ekibi tarafından yapılmaya başlanmış. 1993 yılında ise kazı ve restorasyon çalışmaları Prof. Dr. Ahmet Tırpan tarafından yönetilen uluslararası bir ekip tarafından Muğla Müzesi gözetiminde devam edilmiş. Buradan çıkartılan önemli eserler İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyormuş.

Büyük Menderes Nehri ile Dalaman Çayı arasında, Karia bölgesinde yer alan Lagina’nın tarihi ise tarihi M.Ö 3. binyıla kadar uzanıyor.

Tanrıça Hekate, Lagina kutsal alanında kendisi için Anadolu mitolojisinde önemli bir yer edinen özel bir tapınak inşa ettirmiş.

Oldukça gizemli bir tanrıça olan Hekate, diğerlerinden ayrıcalıklı olarak hem yerde, hem gökte ve hem denizlerde önemli yetkilere sahipmiş. Büyücü de olan tanrıça, karabasan, hortlak ve cin gönderebildiği gibi, istediği kişileri bunlardan koruma gücüne de sahipmiş. Lagina, Karia tarihi hep kutsal olarak anılmış, sayılmış. Lagina’ya, halk ayrı, önemli ve kutsal insanlar ise ayrı kapılardan girerlermiş.

Adeta tarihi bir roman okuyor, bir sinema filmi izliyormuşçasına büyük keyif aldığımız Lagina ziyaretinden sonra 10 dakikalık yolun ardından Osman Hamdi Bey Müzesi’ne ulaştık.  Bizi karşılayan Müze sorumlusu Figen Hanım’dan aldık bilgileri.

Lagina Tapınağının kazısını yaptığını öğrendiğimiz, dünyaca ünlü ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ resminin yaratıcısı ünlü ressam Osman Hamdi Bey, Turgut Mahallesi’nde 4 yıl yaşamış, 12 yıl boyunca da gidip gelmiş.

Osman Hamdi Bey sadece ressam değil aynı zamanda hukukçu, devlet memuru, müzeci, arkeolog, model ve daha uzayıp giden birçok mesleğe vakıfmış, çok işi varmış. Yani, 10 parmağın da 10 marifet olan Osman Hamdi Bey’in 1842-1910 yılları arasında geçen 68 yıllık yaşamı, verimli ve dolu dolu geçmiş.

Konağa gelince, gerçekten görülmeye değer bir mekan. Peki, Osman Hamdi Bey’in burada ne işi varmış ki, 4 yılı ikamet ederek tam 16 yıl Turgut’la bağlantısı kopmamış? Hem konağa niye onun adını vermişler? Arkeolog olarak görevlendirildiği için gelmiş Turgut’a. 1891-1893 arasında yaşadığı konak da müzeye çevrilmiş. Ama Osman Hamdi Bey, sadece arkeolog sıfatıyla geldiği Turgut’ta bol bol resim de çizmiş. Hatta yakın bir tarihte, yanılmıyorsam 2004’te, 5 milyon liraya satılan ünlü eseri ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosunu bu konakta yapmaya başladığı biliniyor.

Osmanlı İmparatorluğunun ilk antik kent kazısını yani Lagina Tapınağı’nın kazısını yapan Osman Hamdi Bey’in ismini taşıyan konağa girdiğimizde, hoş bir serinlik hissettik.

Birbirinden geniş, yüksek tavanlı odaların duvarları, Osman Hamdi Bey’in çizdiği tablolarla taçlandırılmış. Büyük sedirler, yer sofrası neredeyse hepimizin aklına aynı şey geldi, keşke burada bir gece de olsa konaklayabilseydik. Tabii ki yola konaklayamazdık, programımızın son durağı Stratonikeia’ya geçmeden önce Tarcan Oğuz’la, birlikte Turgut halkı gibi çok sevdiğimiz Eskihisar köylüsünün hazırladığı yöresel lezzetlerden oluşan öğle yemeği ile karnımızı doyurduk. Onla geldik günübirlik gezimizin son durağı Stratonikeia’ya. Burada kafilemize Demeç Gazetesi muhabiri Burak Alper Kuş da katıldı. Artık, bu büyük ve tarihte önemli bir yeri bulunan antik kent hakkında bize bilgi verecek iki rehberimiz vardı.

Onlardan edindiğimiz bilgiler ışığında öğrendik ki, ölümsüz aşkların ve gladyatörlerin kenti olarak bilinen Stratonikeia, Yatağan’ın 7 kilometre batısında, Eskihisar sınırları içinde yer alıyor. Geç Tunç Çağı’ndan günümüze kadar kesintisiz yerleşime sahne olan kente, MÖ 3. yüzyılın ilk çeyreğinde Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından karısı Stratonike’nin adı verilmiş. Helenistik dönem boyunca, Seleukos, Ptolemaios, Makedonyalılar, Rodos ve Roma arasında el değiştiren Stratonikeia, MÖ 130/129 yılında tamamen Roma’ya bağlanmıştır. Anadolu’nun fethinden sonra Türk hakimiyetine giren kentte Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi’nde de yerleşim devam etmiş. Stratonikeia, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği nadir yerlerden biri. Antik döneme ait gymnasium, bouleuterion, tiyatro, hamam, kent kapısı ve çeşme gibi anıtsal yapılarının yanında, köy meydanı, Beylikler Dönemi hamamı, Şaban Ağa Camii, Osmanlı çeşmesi, ağa evleri gibi Türk mimarisi açısından önemli örneklere sahip olan kent, insan yapımı anıtsal ihtişam ile doğal çevrenin güzelliği bir arada barındırıyor.

UNESCO Dünya miras listesine aday olan Stratonikeia’yı gezer ve fotoğraflarken, zaman zaman şaşkınlığımızı, aklımıza gelen sorulara yanıt bulamaz hale gelmiştik. Binlerce yıl önce insanlar nasıl oluyor da böylesi yapıları inşa etmişti. Bazılarımızın aklına o klişe olmuş varsayım da geldi, acaba dünya üzerinde daha önce uzaylılar mı yaşıyordu? Yani, öylesine mükemmel, planlamış, öylesine muhteşem yapılarla karşılaştık ki, yazıyla nasıl ifade edilir bilmiyorum, gidip görmeniz lazım. ‘Yazı’ demişken bu benim ilk gezi yazım, bu sebeple hatam varsa affedin lütfen, deneyimsizliğime verin. Bu arada unutmadan, çevreye duyarlı, tarihe ve kültüre saygılı yöre halkının yazımda belirtmemi istedikleri bir konu var: Termik santral ile kömür ocakları faaliyette olduğu sürece, gerek Lagina gerekse Stratonikeia’nın geleceğinin tehlikede olduğunu düşünüyorlar. Tarihi zenginliğin çevre zararlılarının kurbanı olsun istemiyorlar.

Son söz, yazımda adı ve sıfatları geçen herkese çok teşekkür ediyorum…”

Haber Merkezi

Güncelleme Tarihi: 06 Mayıs 2017, 13:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner95