Röportaj

YATAĞAN’IN EN GENÇ ÖYKÜ YAZARI TUNÇ KURT
Annemin Kuşları, Herkesin İçinde Hiç Olmak ve Bay Prada Nasıl Öldürüldü adlı üç öykü kitabı bulunan genç yazar Tunç Kurt’u içinizden eminim birçoğunuz biliyordur, tanıyordur. Annesi ve babası arkadaşım olduğu içinde kendisiyle gurur duyuyoruz. Genç yaşta üç öykü kitabı yazmak kolay olmasa gerek. Emek, bilgi ve çalışmanın ürününü iyi ortaya koymuş ve kitapları ülkemizin tanınmış kitabevlerinin raflarında yer almıştır. Daha önce Demeç Gazetesindeki köşemde ‘’Herkesin İçinde Hiç Olmak ‘’ adlı öykü kitabının tanıtımını yapmıştım. Akıcı bir dille öykülerini yazan Tunç Kurt, İstanbul –Etiler’de özel bir okulda edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Yerelden beslenen yazarımızla İstanbul –Bahçelievler semtindeki evinde bu röportajı gerçekleştirdik.

MUĞLA’NIN GURUR DUYDUĞU SES SANATÇISI ATİLLA ATASOY
Sesi ve güzel yorumuyla ülkemizde en tanınmış şarkıcılardan biri olan Muğlalı hemşerimiz ses sanatçısı Atilla Atasoy ile İstanbul Ulus’taki evinde röportaj yaptık.

MUĞLAMIZIN YENİ YÖNETMENİ MUSTAFA KARA
Turgay Mutlu: Özgeçmişinizi anlatır mısınız? Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız? Mustafa Kara: 1.1.1969 Muğla doğumluyum. İlkokulu Dokuzçam İlkokulu’nda okudum. Orta ve Liseyi Muğla’da okudum. Yüksek Okulu Eskişehir’de okudum. 2 yıllık Eskişehir Elektrik Bölümü mezunuyum. Askerliğimi Piyade olarak başlayıp, desinatör olarak Gaziantep’te tamamladım. Askerden sonra Muğla’da Blackman adlı kafeterya açtım. Daha sonra sinema sektörüne, kısa reklam parodileri ve tanıtım filmleriyle adımımı attım. Kendimi kısaca şöyle tanımlarım; çok sakinimdir, gerçekçiyimdir ve sabırlıyımdır.

Sesi ve Yorumuyla Hayranlık Uyandıran Ses Sanatçısı Serap Yağız
Güneş Şarkıları, Suların Uğultusu ve Tiyatro Şarkıları adlı üç tane solo albümü bulunan Şarkıcı Serap Yağız’ı, Esentepe Sitesinde oturduğum yıllarda bloklarımız karşı karşıya olduğu için yakından tanırım, bilirim. Ailesini yakından tanıdığım için kendisiyle röportaj yaparken fazla zorlanmadım. Sesinin güzelliği ve yeteneği o yıllardan beri bilinse de şarkı söylemeyi çok sevdiği için bir ölçüde kendi kendini keşfetmiş ender sanatçılarımızdandır.

YATAĞAN’IN GURUR DUYACAĞI USTA FOTOĞRAF SANATÇISI NEVZAT ÇAKIR
Eline fotoğraf makinesi alan herkes fotoğraf çekebilir ama bunu bir sanata dönüştürmek kolay bir iş olmasa gerek. Usta fotoğrafçı Nevza Çakır, bunu başarmış ender Muğlalı sanatçılarımızdan biridir. Ulusal ve Uluslararası birçok ödüle layık görülmüştür. Üstelik asıl mesleği diş hekimi olmasına rağmen, bunca uğraşının arasında birde Muğla’mızı ve kültürünü anlatan “ Sabır Çıkmazı” adlı roman kitabını yazmıştır. Bir koltuğunda üç karpuzu taşıyan özelliğiyle Yatağanlı olarak gurur duyuyoruz. Annesi Eskihisarlı olan Nevzat Beyle, 2008 yılında İstanbul—Osmanbeydeki diş hekimi muayenehanesinde tanıştık. Eşim İnci Hanım da Eskihisarlı olduğu için birçok ortak tanıdık çıktı. Bu söyleşiyi arkadaşımın kızı Ayperi Turgutoğlu ile birlikte giderek İstanbul—Ulustaki Nevzat Beyin evinde gerçekleştirdik. Söyleşi esnasında ablası Canses Hanım, eniştesi karikatürist Halit Şekerci ve eşi Sema Hanımda vardı.

YATAĞAN LİSESİ’NİN AÇILMASINA ÖNDERLİK EDEN EĞİTİMCİ CEMAL GÜRPINAR
1972 yılında Yatağan Lisesi’nin kuruluşunda emeği geçen Cemal Gürpınar, o yıllarda Lise Müdür yardımcısıydı. Daha sonraki yılda ilçemizde, Endüstri Meslek Lisesi’nin açılışında Lise Müdürü olarak görevini sürdürmüştür. İyi bir öğretmen ve idareci olan Cemal Bey, Edebiyat derslerimize girerdi.

YATAĞAN MERMERİNİ DÜNYAYA TANITAN GİRİŞİMCİ AHMET AYHAN (24.12.1941—10.07.2014)
Bu söyleşi, geç kalmış bir söyleşi gibi görünse de işin aslı rahmetli Ahmet Ayhan Bey’i erken kaybettik. Ruhu şad olsun. Beklenmeyen bir ölüm olduğu için Yatağan halkı olarak hepimiz çok üzüldük. Muğla’nın ve Yatağan’ın adını, Mermer sektöründe hem ülkemizde, hem de dünyada tanınmasını sağlayan Ahmet Ayhan, 24 Aralık 1941 tarihinde Çankırı’nın Kalfat Köyü’nde dünyaya gelmiştir.

Kalemi Güçlü Güldürürken Düşündüren Mizah Yazarımız Sakin Koşar
Gazetemiz Demeç’in de Başyazarı olan Sakin Koşar, yazdığı köşe yazılarıyla okurlarına bilgi ve birikimini aktarırken mizahi bir dil kullanır. Okurları, zevkle ve tebessümle bu köşe yazılarını okurken bir taraftan yapılan ironiyle düşünmeye başlar ve böylelikle yazarımızın vermiş olduğu mesajı da almış olur.