Uzun, yaptığı açıklamada, AK Parti hükümetinin ikinci döneminde başlatmış olduğun “Çözüm Süreci”ne dikkati çekerek, iktidardakilerin başta ulusal güvenlik olmak üzere ülke genelindeki tüm sorunların sorumlusu olduğunu savundu.
AK Parti iktidarının, kendi menfaatine olan konularda gece yarılarında bile kanunlar çıkartabiliyorken, ulusal güvenlik ve benzeri konularda işi savsaklar hale geldiğinin altını çizen Uzun, “Kimse lafı eveleyip gevelemesin. Kimse kraldan fazla kralcılık yapmasın. Kimse yalakalığa soyunup ‘şirinler’ moduna girmesin. 14 koca yılda, tek iktidar AK Parti'dir. Ulusal güvenlik için tedbir almak istediniz de elinizden tutan mı oldu?” diye sordu.
Uzun, Türkiye Cumhuriyeti’nin son dönemlerinde yaşadığı birçok talihsiz olayın AK Parti iktidarı döneminde yaşandığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Irak'ta askerimizin başına çuval geçirilirken iktidarda AK Parti vardı. Süleyman Şah Türbesi kaçırılırken iktidarda AK Parti vardı. Mavi Marmara gemisinde insanlarımız şehit edilirken iktidarda AK Parti vardı. Suriye tarafından uçağımız düşürüldüğünde iktidarda AK Parti vardı. Teröristlerin siyasi temsilcileri milletvekili seçilmek için cezaevinden çıkarıldığında iktidarda AK Parti vardı. 29 Ekim günü teröristler konvoyla geçip giderken iktidarda AK Parti vardı. Barzani AK Parti kongresine onur konuğu olup 'Türkiye seninle gurur duyuyor' denirken iktidarda AK Parti vardı. Sıfır şehitten şehit olmayan günlere geldiğimizde iktidarda AK Parti vardı. 'Milletin a...a k...ız' diyen iş adamları her yerden ihale alıp iş yapmaya devam ederken iktidarda AK Parti vardı. Ülke şantiye alanına çevrilirken, bacası tüten bir tek fabrika yapılmadığında iktidarda AK Parti vardı. Özelleştirme dolayısıyla taşeron işçilik arttığında ve bu işçiler AK Parti üyesi olmaya zorlandığında iktidarda AK Parti vardı. Soma'da 301 madenci ölürken, halen tek bir sorumlu bulunmazken iktidarda AK Parti vardı. T.C. Başsavcısı makam odasında saatlerce sorgulanıp şehit edildiğinde iktidarda AK Parti vardı. Almanya'yı karıştıran Deniz Feneri davası Türkiye'de örtbas edilirken iktidarda AK Parti vardı. Doğu ve Güneydoğu’da her yer hendek ve bariyer dolarken iktidarda AK Parti vardı. Asker cezaevine atılırken, polis tokatlanırken, andımız kaldırılırken iktidarda AK Parti vardı. Türk bayrağı açmak tahrik unsuru sayılırken, terör örgütü paçavrası açmak serbest olduğunda iktidarda AK Parti vardı. Rabia için gözyaşı dökerken, şehitlerimiz için ağlayamayanlar AK Parti iktidarındaydı. Kadınlarımız cinayetlere ve tacizlere kurban giderken, diyanet işleri başkanının hayret verecek sözleri söylenirken iktidarda AK Parti vardı. Bir yandan alkol karşıtı hal sergilenirken, diğer yandan 10 yaşındaki çocuğa kadar ulaşan uyuşturucu kullanımı AK Parti iktidarında oldu. Çocuk tacizcileri artarak devam ederken, onları yargılayan yargıçlar görevden alınırken iktidarda AK Parti vardı. Balyoz, Ergenekon, şike gibi davalarda eliyle koymuş gibi mühimmat ve delil bulan yetkililer, ülkenin dört bir yanına döşenmiş bombaları bulamadığında iktidarda AK Parti vardı.”
Yaşanan olayların ardından suçluların hep dışarıda arandığını fakat bunun doğru olmadığını savunan Uzun, birlik ve beraberlik çağrısı yaparak şunları söyledi:
“Samimice söylemek isterim ki, mevcut iktidar, at gözlüklerini çıkartmalı ve etrafta olup biteni tarafsızca değerlendirmelidir. Kendilerinden olmayanları dışlamamalı, hain ilan etmemeli, ötelememeli ve yok saymamalıdır. Hata yapabileceklerini kabul etmeli, hatalardan ders çıkartabilmelidir. Unutmayalım ki bu ülke hepimizin. Bu dünya kimseye kalmaz. Çıplak geldik çıplak gideceğiz. Egolarımıza yenik düşmeyelim. Bizler farklılıklarımızla bir bütünüz. Ortak paydalarımızda buluşup huzur içinde yaşamalıyız. Ortak paydalarımız da bellidir, vatan, bayrak, ezan. Bu paydaların dışında bulunanlarla gelin hep birlikte mücadele edelim. Bölünürsek yok oluruz, birleşirsek tok oluruz.”