Sesi ve güzel yorumuyla ülkemizde en tanınmış şarkıcılardan biri olan Muğlalı hemşerimiz ses sanatçısı Atilla Atasoy ile İstanbul Ulus’taki evinde röportaj yaptık.
Turgay Mutlu: Hangi tarihte ve nerede doğdunuz?
Atilla Atasoy: 10 Aralık 1953 Milas doğumluyum. Benim ismimi dedem Mehmet Özdemir koydu.
T.M: Ailenizin Lakabı var mıdır? Nedir?
A.A: Anne tarafımdan, Yatağan’da Kasaplar Sülalesi diye anılırız. Annemin asıl adı (Mücevher) olup, ikinci adıyla Muzaffer Hanım diye bilinir. Babam Abidin Atasoy, Marmarislidir. Üç erkek kardeşiz. Kamil ve Mehmet Ali adında iki ağabeyim vardır.
T.M: İlkokulu nerede okudunuz?
A.A: Milas’ta İlkokula başladım. 2. Sınıftayken babamın memuriyeti nedeniyle tayini çıkınca Antalya’ya gittik ve orada okuluma devam ettim.
T.M: İlkokul anılarınızdan paylaşmak istediğiniz var mı?
A.A: Antalya’da beni ilk keşfeden İlkokul Öğretmenim Muzaffer Tonk’tu. Çoban adlı müzikalde beni başrolde oynattı. Hem ses hem de rolde birinci oldum. Dolayısıyla Muzaffer Öğretmenimi unutamam. Toprağı bol olsun. Işıklar içinde uyusun.
T.M: Ortaokulu nerede okudunuz? Hatırladığınız Öğretmenleriniz ve anılarınız var mı?
A.A: Antalya’da okudum. Coğrafya Öğretmenimden 10 üzerinden 4 aldım. Sıfırcı hocaydı.
T.M: Liseyi nerede okudunuz? Paylaşmak istediğiniz anılarınız nedir?
A.A: Lise 2 nin yarısı ve Lise 3 ü Ankara’da Atatürk Lisesinde okudum. Karma okul olmadığı için şaşırdım. Burada kızlar nerede diye sordum. Bu anımı hiç unutamam. Meğer Erkek Lisesiymiş.
T.M: Üniversiteyi nerede okudunuz?
A.A: Gazi Üniversitesinde Eczacılık Bölümünü bitirdim.
T.M: Askerliği nerede ve ne zaman yaptınız?
A.A: Askerliğimin 4 ay eğitimini Ankara—Mamak’ta, geri kalan 12 ayı Bursa—Çekirge’de Eczacı Teğmen olarak tamamladım.
T.M: Üniversite sonrası meslek yaşamınıza nerede başladınız?
A.A: 1982 Yılında İstanbul—Harbiye’de eczane açtım. 2011’de kapattım.
T.M: Politikayla uğraştınız mı?
A.A: Politikayla hiç uğraşmadım. Sadece ülke gündemini medyadan takip ederim.
T.M: Ne zaman evlendiniz?
A.A: 1994 Yılında evlendim. 1995 Yılında Ada isminde bir kızım oldu. 2000 yılında boşandım. Halen daha dulum, çok şükür.
T.M: Kızınız nerede okuyor?
A.A: Bu sene İstanbul Hukuk Fakültesine girdi. Orada okuyor.
T.M: Kısacası günlük yaşamınızdan bahseder misiniz?
A.A: Hareketli yaşarım. Sinemaya giderim. Arkadaşlarımla buluşur, muhabbet ederim. Haftada iki gün rakı günümüzdür. Geziye çıkarım. Bol kitap okurum.
T.M: Hangi tür kitapları okumayı seversiniz?
A.A: Otobiyografi türü kitapları okumayı severim. Ama arada farklı tarzda kitaplar okurum.
T.M: Atilla Atasoy kimdir? Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
A.A: Ben hayatın bütün renklerinin peşine düşmüş bir gezginim. Kendi el yordamımla hayatı öğrenmeyi çalıştım. Kendimi masaya yatırdım, içsel yolculuklarla ne istediğimi ne olduğumu keşfettim ve öylece duvarlarımı yıkıp yola çıktım.
T.M: Müziğe olan ilginiz nasıl ortaya çıktı?
A.A: Küçüktüm, çocuktum, top oynadım, acıktım, müzik beni doyurdu. Tanrının bana verdiği müzik yeteneğinin aşka dönüşmesi kural tanımadı zaten. Yalvararak ilk mandolini aldırmam ilkokul birinci sınıfa denk gelir. Okulda mandolin dersleri vardı çünkü. Mandolinle başlayan serüven akordeon, piyano ve gitarla devam etti. İlk gitarımı, Yatağanlı Kooperatifçi rahmetli dedem Mehmet Özdemir aldı. Anneannemle ikisi nur içinde yatsınlar. Keşke daha uzun yaşasalardı. İlkokuldayken başlayan süreç, bütün eğitimim boyunca değişik çalışmalarla devam etti.
T.M: Sanat hayatınıza başlayalı kaç yıl oldu?
A.A: 1972 Yılında Ankara Radyosu ve Televizyonuyla lanse edilmekle başladı. Öncesinde tiyatro, folklor ve müzik derneği çalışmalarım var.
T.M: Hangi tür müzik çalışması yapıyorsunuz?
A.A: Ben Türk Müziğiyle başladım. Sevim Tanürek şarkılarıyla başladım. ‘’ Görmedim Ömrümün Asude Geçen Bir Demini’’ ilk söylediğim Türk Sanat Müziği şarkısıdır. İşte böyle başlayan Türk Sanat Müziği aşkım, halen daha sahnede ve hayatımda devam ediyor. Türk Popüler müziği yapıyorum.
T.M: Bir müzik aleti çalıyor musunuz?
A.A: Gitar çalıyorum.
T.M: Kaç albümünüz var?
A.A: 9 Tane 45 lik plak, Avare, Bir Gün Beni Ararsan, Sanadır Bütün Şarkılarım, Farzet ki Ben Seni Tanımam, Rüyalar ve Anılar, Atilla Atasoy 94, Ayrılık Sevdaya Dahil, Dünden Bugüne, En iyileriyle Atilla Atasoy, Andro, Orda Mısın, Sitem, Düş Gezginleri , Gizli Çiçek ve Atasoy’dan Koyutürk Tangoları adlı albümlerim var.
T.M: Sizin gezikolik olduğunuzu biliyoruz. Bugüne kadar kaç ülkeyi gezdiniz? En sevdiğiniz ülke hangisi?
A.A: Gezmek, kişisel gelişimle ilgili tam zamanında fark ettiğim bir yol alış. Farklı coğrafyalarda farklı soluklar alırken, farklı kültürlerde bilgilenirken hem eğlendiğimi hem de geliştiğimi fark ettim. Bu farkındalık beni lokalize hesapların içinden ve içine düştüğüm çıkmazlarında en iyi ilacı olmuştur. Eczacılık, müzisyenlik ve gezginlik beni hayata en doğru şekilde bağlayan en doğru köprüler oldu. Böylece hayatla ve kendimle duvarlarını yıkmış bir şekilde barışmam çok kolay oldu. Gezmek müthiş bir terapidir. Şu anda tam 137 ülkeyi gezdim. Avusturalya hariç tüm kıtaları dolaştım. Kuzey ve Güney Kutup dairelerine bile gittim. En çok sevdiğim coğrafyalar; tropikal, pasifik adaları ve Güney Amerika ülkeleridir.
T.M: Gezi anılarınız çoktur. Unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
A.A: Eksi 35 derecede Kuzey Kutup Dairesinde - Laponya’da köpeklerle yaptığım kızak safarisini hiç unutamam.
T.M: Hayatta gerçekleştirmek istediğiniz her şeyi yapabildiniz mi?
A.A: Hayır. Müzikal bir oyunda veya bir filmde başrol oynamak isterdim.
T.M: Varmak istediğiniz yer ya da varılacak bir yer var mı?
A.A: Hayır. Yolda olmayı seviyorum.
T.M: Hobileriniz var mı?
A.A: Gittiğim ülkelerden topladığım yöresel şapkalar ve kupa koleksiyonum var. Ayrıca atillaatasoyblogspot.com adlı bloğumda gezi yazıları yazıyorum. Yazılarımın önemli bir kısmı Hürriyet Seyahat Ekinde çıktı ve yayınlandı.
T.M: Muğla denilince sizdeki çağrışımı nedir?
A.A: Özgünlük, bozulmamışlık, doğallık ve aile sıcaklığı çağrışımı yapar. Tabi ki bir de lezzetli mutfağı. Ayrıca ellerinde bin bir marifeti olan fedakâr kadınlarımızı unutamam.
T.M: Bugüne kadar Ulusal ve Uluslararası kaç ödül aldınız?
A.A: Yurt içinde birçok ödülüm ve plaketlerim var. Saymakla bitmez. Yurtdışında Tunus, Bulgaristan ve İsveç’te ödüller kazandım. İlk olarak 1981 yılında Tunus-Bizerte Akdeniz Şarkı Festivali’nde aldığım birincilikle başladı uluslararası arenadaki başarım. Sonra 1982 yılında Bulgaristan Altın Orfe Müzik Festivali’nde Balkan Ödülü ve Lada Dergisi özel ödülünü aldım. 1995 yılında İsveç’deki bir yarışmada “Hakkın Yok” adlı eserimle ülkemize birincilik kazandırdım.
T.M: Birçok besteniz ve şarkı sözünüz var. Albümlerinizde başka bestecilerin şarkıları da var mı?
A.A: Epeyce var. Mesela, Zekai Tunca’nın “İmkânsız”, mesela “Avare” adlı albümdeki tüm şarkılar vb.
T.M: Genç sanatçılara veya bu işe gönül veren genç sanatçılara ne önerirsiniz?
A.A: Aşk işi bu iş. Gerçekten yeteneği ve içlerindeki aşk yeterliyse yılmasınlar. Ama farklı olmanın gereğinde, bilincinde olsunlar.
T.M: Yeni projeleriniz var mı? Biraz bahseder misiniz?
A.A: Şimdi DJ Müzikleri popüler. Bu anlamda yapılan albümlerde konuk sanatçı olarak yer aldım. Onun çalışması yakında çıkacak.
T.M: Repertuarınızda kaç şarkı var?
A.A: En az bine yakın şarkı vardır.
T.M: Sahnede şarkı söylerken hangi duygular geçer içinizden?
A.A: Rengârenk duygular geçer. O günün gelen seyircinin pür melali, o günkü ben, bir rüzgârın birine tutunur uçarım. O gün seyirciden aldığım sinerjiyle yıldızlaşırız.
T.M: Dünyadaki müziğin gidişatını nasıl buluyorsunuz? Ülkemize etkisi nedir?
A.A: Hızlı değişiyor her şey. Vahşi kapitalizmin tükettiği her şey gibi popüler müzikte tüketiliyor. Ama her şeye rağmen klasik sanatlar, özgün eserler yerini koruyor. Bu bakımdan eğlence müziği, dinlence müziği ve sanat müziklerini ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Ama şu da bir gerçek ki, dünyada inanılmaz derecede sanatçılar ve müzisyenler yetişmekte.
T.M: Ülkemizin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
A.A: İyi olsun diyelim.
T.M: Hangi tür müzik dinlersiniz? Neyi seversiniz?
A.A: Ağırlıklı olarak radyodan slov ve Latin müzikleri dinliyorum. Alternatif pop ve rock da dinliyorum.
T.M: Atilla Bey bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim. Sizinle Muğlalı olarak gurur duyuyoruz. Kongo geziniz iyi geçsin. İyi tatiller. Son olarak ne söylemek istersiniz?
A.A: Ben teşekkür ederim. Buraya kadar geldiniz, ayağınıza sağlık. Tüm hemşerilerime saygı ve selamlarımı sunuyorum. Her şey iyi ve güzel olsun. Dürüstlüğün, adaletin, çalışkanlığın hâkim olduğu bir dünya diliyorum. Hoşça kalın…
Yorum Yazın