Yatağan’ın ses sanatçısı Servet Önder, güzel sesi ve yorumuyla gurur duyduğumuz bir hemşerimizdir. Kibar, zarif, naif ve mütevazı duruşuyla çevresinde hayranlık uyandırır. Sanatçılar duygu yüklüdür.
T.M: Hangi tarihte ve nerede doğdunuz?
S.Ö: 1947 Yılında Yatağan’da doğdum.
T.M: Ailenizin Lakabı var mıdır? Nedir?
S.Ö: Babam Ali Önder, Cazkırlar Köyünden gelip Yatağan’a yerleşmiştir. Halk arasında (Alenderler ) diye anılırız. Annemin adı Pakize’dir. Eskihisarlı olan annem güzel şarkı, türkü söylerdi. Sesi harikadır. Eşinizle akrabayız. Altı kardeşiz.
T.M: Okul öncesi mahalle arkadaşlarınız ve oynadığınız oyunlardan aklınızda kalan var mıdır?
S.Ö: Mehmet Kocaayakoğlu, küçük Ömer Tekin, Erol Akan, Sezai Oral, Şükrü Özdemir, Saffet Oral, Tacettin Oğuz ve Niyazi Işık mahalle arkadaşlarımdı. Sinemalardan öğrendiğimiz kılıç—kalkan oyunlarını oynardık. Futbol oynardık.
T.M: İlkokulu hangi okulda okudunuz?
S.Ö: Atatürk ilkokulunda okudum. Aycan Hanım öğretmenim, Nedim Bey Başöğretmenimdi.
T.M: Ortaokulu nerede okudunuz? Paylaşmak istediğiniz anılarınız nedir?
S.Ö: Yatağan Ortaokulu’nda okudum. Ortaokulda Moliere’nin Cimri adlı tiyatro oyununda Cleante’nin uşağı La Flech isimli karakterin rolünü oynadım.
T.M: Liseyi nerede okudunuz? Paylaşmak istediğiniz anılarınız var mı? Nedir?
S.Ö: Muğla Turgut Reis Lisesine gittim. 2. Sınıfta bıraktım. Babamın yoğun işleri nedeniyle okuyamadım. Kereste, bıçkı işleri derken eğitimimi yarım bıraktım. Zor yıllardı. Yalnız size güzel bir anımı anlatayım; Halk Eğitim Müdürü Kemal Can’ın desteğiyle Yatağan’da Sezai Türkmen Abimle Halk Eğitim Merkezinde müzik çalışmaları yapar ve köylere konsere giderdik.
T.M: Askerliği nerede ve ne zaman yaptınız?
S.Ö: Sivas’ta 22 ay askerlik yaptım. 1969 yılında terhis oldum.
T.M: Askerden önce ve sonra nerelerde çalıştınız anlatabilir misiniz?
S.Ö: Önce ve sonrası babamla çalıştım. Daha çok kasa yapardık. 1970 yılında çok sesli koro dalında TRT’nin bir koro sınavı açıldı. Türkiye çapında 7000 kişi bu imtihana girdi. Aralarında ben dahil, 120 kişi ön sınavı geçtik ve Ankara’ya gittik. Ankara Devlet Konservatuarında 3 ay kurs gördük. Hikmet Şimşek, Muammer Sun, Neşe Pars ve Müfide Özgüç hocalarımızdan ders aldık. 60 kişi seçilecekti. Çok zor bir sınav geçirdik ve sonunda Tenor olarak 15 kişi arasına girmeye hak ettim. Böylelikle Ankara Radyosunda devlet memuru olarak çalışmaya başladım. Hikmet Şimşek, Gürer Aykal ve Walter Straus benim koro şeflerimdi. Bizim kimliğimizde Artist yazardı. Sonradan Sanatçı ünvanını aldık. Burada Muzaffer İlkar, Ekrem Vural, Cinuşen Tanrıkorur, Ferit Sıdal ve Tarık Kip’ten sanat müziği dersleri aldım. 1978 de Sanat Müziği imtihanına girdim. Olmayanı başardım. Diksiyon dersleri aldım ve İzmir Radyosuna tayin oldum. Bir mucizeyi başarmıştım. O günleri unutamıyorum.
T.M: Politikayla uğraştınız mı?
S.Ö: Hiç uğraşmadım ama yazılı ve görsel basından ülke gündemini takip etmeye çalışıyorum.
T.M: Ne zaman evlendiniz?
S.Ö: 1979 Yılının Eylülünde Nurgül Hanımla Yatağan’da evlendim.
T.M: Çocuklarınız var mı? Çocukların durumu ile ilgili ne anlatmak istersiniz?
S.Ö: İki çocuğum var. Kızım Bihter, Ege Üniversitesi Biyoloji bölümü mezunudur. Karabağlar’da KARBEM Dershanesinde öğretmendir. Oğlumuz Cihan, Ege Üniversitesi Türk Sanat Müziği Konservatuarını bitirdi. Düzce’de müzik öğretmenidir.
T.M: Kısaca günlük yaşamınızdan bahseder misiniz?
S.Ö: TRT İzmir Radyosundan emekliyim. Emekli olduktan sonra Konak Belediyesinde koro şefliği yaptım. Şu an kendi adıma kurduğum ‘’ Servet Önder Türk Sanat Müziği Korosu’’ adı altında çalışmalar yapıyorum.
T.M: Servet Önder kimdir? Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
S.Ö: Sanatçıyım. Duygusalım. Sanatçılar duygusal olur. Doğayı, hayvanları ve insanları çok severim.
T.M: Müziğe olan ilginiz nasıl ortaya çıktı?
S.Ö: Aileden gelen bir ses güzelliğimiz ve yeteneğimiz var. Annemin, Ülkü Ablamın ve Süleyman Abimin sesi de çok güzeldir. Lisede okurken yıl sonu temsillerinde, piyeslerde en son çıkar 3-4 eserle solist olarak şarkı söylerdim. Burada adını şimdi anımsayamadığım bir müzik öğretmeni;
‘’Oğlum sen gelecekte iyi bir yere gelirsin, Radyo Evine gir ‘’ dedi. Bunu hiç unutamam.
T.M: Sanat hayatınıza başlayalı kaç yıl oldu?
S.Ö: 42 Yıldır bu sanatı profesyonel olarak icra ettim. Halen daha çalışıyorum. Ayrıca Konak Belediyesinde 28 yıl boyunca koro şefliği yaptım.
T.M: Bir müzik aleti çalıyor musunuz?
S.Ö: Yok ama ud, tambur ve piyanoyu solfej derslerinde nota öğretmek adına az biliyorum. Ben ses sanatçısıyım, saz sanatçısı değilim.
T.M: Bugüne kadar kaç ödül aldınız?
S.Ö: Evimde kırka yakın plaketim var.
T.M: Repertuarınızda kaç şarkı var?
S.Ö: İki bine yakın şarkı vardır.
T.M: Hangi tür müzik dinlersiniz?
S.Ö: Türk Sanat Müziği , Türk Halk Müziği ve Batı Müziği dinlemeyi severim.
T.M: Sahnede şarkı söylerken içinizden hangi duygular geçer?
S.Ö: Sanatçı olarak ilk heyecan hepimizde olur. Duygulanırım. Büyük bir zevk alarak şarkı söylerim. Salonun ve seyircinin o anki atmosferini izleyerek şarkılarımı daha iyi bir performansla söylerim. Sevdiğim işi yaptığım için çok mutluyum.
T.M: Ülkemizde Sanat Müziğinin gidişatını nasıl buluyorsunuz?
S.Ö: Sanat Müziği günümüzde hiçbir özelliğini kaybetmeden dinleyicisini çoğaltmaktadır.
T.M: Yatağan’ın kültürüne katkı için konser vermeye ne zaman geleceksiniz?
S.Ö: Mayıs ayının sonuna doğru konser için Yatağan’a geleceğim. Zaten Belediye Başkanımız Haşmet Işık davet etmişti. Neşeli ,güzel bir konser olacağının müjdesini şimdiden vereyim.
T.M: Muğla -- Yatağan denilince sizdeki çağrışımı nedir?
S.Ö: Neler gelmez ki… İlk yaşantım, çocukluk arkadaşlarım, Yatağan, Köyleri ; Eskihisar, Cazkırlar, Bozüyük ve Pınarbaşı.
T.M: Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim. Son olarak ne söylemek istersiniz?
S.Ö: Yatağan’ı ve Yatağanlıları çok seviyorum. Siz benim her şeyimsiniz. Buraya kadar gelip benimle bu söyleşiyi yaptığınız için asıl ben teşekkür ederim. Selamlar…Sevgiler…
Yorum Yazın