Araştırmacı Yazar Tarcan Oğuz, başarılı çalışmaları sonucu ilçemize birçok yazılı belge ve eser kazandırmış örnek kişidir. Yatağan için yaptığı çalışmalar ulusal alanda da ses getirmiştir, ilgi görmüştür. Tarihin derinliklerine inerek araştırmalar yapan Oğuz, kültürel hizmetlerini halen daha devam ettirerek Gökbel Jeopark Bölgesinin uluslararası alanda da tanınması için uğraş vermektedir. Sadece bu bile büyük bir başarıdır ama bununla yetinmeyip, Kanuni Yolu, Antik Karya Yolu ve Bisiklet Yolu gibi güzergah çalışmalarına da devam ediyor. Zaman zaman fikir alışverişinde bulunarak kendisinden faydalanırım. Kent Konseyi içinde çalışmalar yürüterek komisyonlara ve kent meclisine yardımcı oluyor. 14 eseri bulunan Tarcan Oğuz’un faaliyetlerini gelin birde kendisinden duyalım, okuyalım.
Turgay Mutlu: Hangi tarihte ve nerede doğdunuz?
Tarcan Oğuz: 24. 12. 1950 tarihinde Yatağan’da doğdum.
T.M: Ailenizin Lakabı var mıdır? Nedir?
T.O: Baba tarafından Hacı Eyüpler diye biliniriz. Anne tarafım Gazeller Sülalesi diye anılır. Üç kardeşiz. Evin en küçüğü benim. Abimin adı Tacettin, Ablamın adı Tacide’dir.
T.M: Okul öncesi mahalle arkadaşlarınız ve oynadığınız oyunlardan aklınızda kalan var mıdır?
T.O: Rüştü Kemiksiz, Süreyya Kemiksiz, Haşmet Işık, Ahmet Yüksel, Enver Kansu, Özer Kumaş, Nadir Delibaş, Cumhur Uzun, Ahmet Uzun mahalle arkadaşlarımdı. Çelik—çomak, saklambaç, hırsız—polis, kılıç—kalkan ve futbol oynardık.
T.M: İlkokulu hangi okulda okudunuz? Öğretmeniniz ve Müdürünüz kimdi?
T.O: Atatürk İlkokulunda okudum. Aycan Düzel öğretmenim, Nedim Bey müdürümüzdü.
T.M: Orta ve Liseyi nerede okudunuz?
T.O: Yatağan Orta Okulunda okudum. Mehmet Gezen, Abdullah Gün, Ahmet Akşit ve Abdurrahman Çumkur öğretmenimdi. Liseyi Muğla Ticaret Lisesinde okudum.
T.M: Askerliği nerede ve ne zaman yaptınız?
T.O: Kütahya’da Jandarma olarak 20 ayda tamamladım.
T.M: Askerden önce ve sonra nerelerde çalıştınız anlatabilir misiniz?
T.O: Öncesi Tekel’de ve Marmaris’te Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Tatil Köyünde çalıştım. Askerden sonra Yatağan Belediyesine memur olarak girdim ve buradan emekli oldum.
T.M: Politikayla uğraştınız mı?
T.O: Her daim politikayla uğraştım. CHP ‘nin her kademesinde Gençlik Kollarından başlayarak görev yaptım.
T.M: Ne zaman evlendiniz?
T.O: 1976 Yılında eşim Fatma Hanımla Yatağan’da evlendim.
T.M: Çocuklarınız var mı?
T.O: Özgül ve Özgür adında ikiz çocuklarım var. Kızım Denizli’de öğretmenlik yapıyor. Oğlum muhasebecilik yapıyor.
T.M: Hangi tür kitapları okumayı seversiniz?
T.O: Daha çok siyasi türü kitaplar okurum. Arada mizah türü de okuyorum.
T.M: Kısaca günlük yaşamınızdan bahseder misiniz?
T.O: Felsefe olarak bence çağdaş insan , yaşadığı her andan sorumlu olmalıdır ve bu sorumluluğunu hayata geçirmelidir. Bence aydın olmanın gereğidir. Zamanda çok önemlidir. Her anı dolu dolu yaşarım. İyi ve güzel şeyleri vatandaşımla paylaşmayı severim. Öncelikle günlük program yaparım. Bu konuda prensip sahibiyimdir. Kısa kısa notlar alıp günü bu şekilde değerlendiririm. Akşam yastığa başımı koyunca günün analizini yaparım. Bu şekilde yaşamaktan haz alırım. Boş geçen günüm için üzülürüm. Kültürel konulara ağırlık veririm. İlçemizin tanınması, gelecek kuşaklara tanıtılması ve taşınması için araştırmalar yaparım. Bu konuda dersimi iyi çalıştığımı düşünüyorum.
T.M: Tarcan Oğuz kimdir? Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
T.O: Yatağan’a aşık ve Yatağan için kendini çalışmalara adamış biri olarak görmekteyim. Bu tezimi güçlendirmek için önce kendimi tanımaya, neler yapıp neler yapamayacağımı düşündüm. Sonra Yatağan’ı tanımaya ve tanıdıkça daha da aşık olmaya başladım. Çünkü insan tanımadığı bir şey hakkında yorum yapamaz, anlatamaz ve tanıtamaz.
T.M: Şimdiye kadar kaç kitap yazdınız?
T.O: 14 Kitap yazdım. İsimleri: Yatağan’ın Dünü Bugünü, Yatağan—2002, Ahiler, Ahilik, Yatağan’da Yetişenler, Yatağan’da Maniler, Yatağan’da Söylenen Türküler ve Öyküler, Yatağan Spor, Osman Hamdi Bey Konağı, Marsiyas Vadisi, Stratonikiea ve Jeopark.
T.M: Başka çalışma örnekleriniz var mı?
T.O: 5 Tane kişisel fotoğraf sergisini Yatağan ve Muğla’da açtım. 50’e yakın Yatağan’a has türkü derlemesi ve nota yaptırdım. Bu konuda kitap bastırdım.
T.M: Jeopark Alanıyla ilgili çalışmalarınız ne durumda?
T.O: Jeopark, literatür olarak az bilinen bir kelimedir. Dünyada kurulmuş şu an 72 adet Jeopark alanı bulunmaktadır. Benim 13 yıldır üzerinde çalıştığım ‘’ Yatağan Jeopark’’ projesi , 2006 yılında Muğla İl Genel Meclisi tarafından Türkiye’nin ilk projesi olarak onaylandı. 52 kilometrelik Jeopark Yolumuz, Staratonikiea—Lagina (17 km) ve Eskihisar—Belen Kahvesi arası kültür yoluna bağlanarak dünyada tek örnek proje olarak çalışmalar başlatıldı. 22 kilometrelik kültür yolumuzun 18 kilometresi bitti. 4 kilometrelik kısmı kaldı. Kutsal yol çalışmasının 10 kilometrelik kısmı açıldı. Diğer kısımlarında çalışmalar devam etmektedir. Jeopark projesi bilimsel olarak incelenmesi amacıyla Güneydoğu Avrupa Jeoparklar Genel Başkanı Profesör Doktor Nizamettin Kazancı ve dört kişilik ekiple çalışmalar yaparak projenin önemini ortaya koyduk.
T.M: Kanuni Yolu çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
T.O: Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından Kanuni’nin Rodos seferine giderken geçtiği yol güzergahları Valilikçe oluşturulan komisyonca ilçemizden geçecek yol, benimde katkılarımla incelenerek yol haritası çizildi. Önümüzdeki aylarda bu yol işlerlik kazanacaktır.
T.M: Stratonikiea ve Lagina’da bu sene festival etkinliği yapılacak mı?
T.O: Bu yıl kültürel ağırlıklı olarak iki büyük antik kentimizde Yatağan Belediyesi adına etkinlikler düzenlemeyi planlamaktayız. Aynı zamanda Türk—Yunan ortaklaşa çalışmalar yapacağız.
T.M: Yeni bir kitap çalışmanız var mı?
T.O: Var. Yatağan köy incelemeleri kitabım hazır olup, önümüzdeki aylarda basıma girecektir.
T.M: Bugüne kadar kaç ödül aldınız?
T.O: Birçok ödül ve plaket aldım. Bodrum TÜRBAN Ödülü, Ege Yazarlar Birliği Ödülü, Muğla Üniversitesi Kültüre Katkı Ödülü, Pamukkale Üniversitesi Kültürel Çalışma Ödülü ve Muğla Gazeteciler Cemiyeti Ödüllerini aldım.
T.M: Bozuyükle ilgili çalışmalar devam ediyor mu?
T.O: Bozuyük’te üç obanlı Rum Değirmenin ayağa kaldırılması için çalışmalar yapıyorum.
T.M: Katrancı Evleriyle ilgili çalışmalar nasıl gidiyor?
T.O: Osmanlı döneminin son zamanlarında yapılan bu tarihi evler, Safranbolu’ya rakip olabilecek düzeydedir. Burada Tarihi Kentler Birliğiyle birlikte çalışmalar yaparak kendilerine bilgi ve rapor sundum. Kültür turizmine kazandırılması için burada SİT Köy çalışması yapılıyor. Mimarisi farklı olan Katrancı evlerinin bacaları, Çomakdağ evlerinin bacalarını andırır, benzerlik taşır. Ayrıca kapılarında çivi kullanılmaz. Kapının üstünde sürahi veya vazo resmi varsa o evde kız çocuğu olduğu, tabanca veya bıçak resmi varsa erkek çocuğu olduğu bilinir.
T.M: Panamara antik kenti ile ilgili çalışmalarınız var mı?
T.O: Karya toprakları üzerinde kurulu antik kent Stratonikiea’ya bağlı olan Bağyaka sınırları içerisinde Asar Tepede kurulu Panamara , dini merkezli bir yerdir. Stratonikiea’ya (Eskihisar) 22 kilometrelik uzaklıkta olup, kazı başkanı Bilal Söğüt’le birlikte çalışmalar devam ediyor. Antik Yol çizim projeleri son aşamadadır.
T.M: ASFAD’ın kurucusu olup başkanlığını yapıyorsunuz. Bu yılki projeleriniz nelerdir?
T.O: ASFAD olarak bugüne kadar yaklaşık 3500’e yakın kursiyerimize halk oyunları öğrettik. Burada on yörenin oyunları oynanmakta olup, Muğla ve Ege Bölgesi birincilikleri, Türkiye dördüncülüğü gibi dereceler aldık. 12 yıldır Yurtdışı Festivallerde ülkemizi temsil etmekteyiz. Bunların yanı sıra bağlama, gitar ve bale kurslarımız devam etmektedir. Kurslarımıza yedi yaşından altmış yaşa kadar kursiyerler katılmaktadır.
T.M: Halk bilimcisi ve araştırmacı yazar olarak gelecekte en büyük hedefiniz nedir?
T.O: 13 Yıldır üzerinde titizlikle çalıştığım ve Yatağan’ı ayağa kaldıracak olan ‘’Yatağan Jeopark ‘’ Projesinin hayata geçmesi benim en büyük hedefim olacaktır.
T.M: Yatağan’ın ekmek kapısı olan mermer sektörüyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
T.O: Yatağan bir mermer kentidir. Türkiye’nin yüzde otuzunu Muğla karşılamaktadır. Bununda yüzde on beşle en büyük payına Yatağan mermeri sahiptir. Bunun için gelecekte projeler üretmekteyiz. Antik dönemde Yatağan’da mermercilik yapıldığı bilinmektedir. Mermer ocaklarından çıkan fosillerin korunması amacıyla bir mermer müzesinin kurulması çalışması başlatılmıştır. İlçemizde 45 adet büyük ve küçük ölçekli mermer fabrikası vardır.
T.M: Tarihi zeytin ağaçlarının taşınarak ilçemiz parklarında yeniden hayat bulması hakkında ne düşünüyorsunuz?
T.O: Dünyanın en eski zeytinyağı işliği Yatağan—Börükçü mevkiinde yapılmıştır. Bu bizim için önemli bir belgedir. Burada çok eski dönemde zeytincilik yapıldığı için asırlık zeytin ağaçları bulunmaktadır. Börükçü mevkii TKİ ‘nin kamulaştırma alanı içinde olduğu için 3000 yıllık zeytin ağaçları kurtarılarak ilçemizin Atatürk Mahallesindeki parklarımıza taşınmıştır. Özellikle ilçemizin memecik zeytin türü, tadımlık ve yağlık zeytin olarak Japonya’da bir birincilik, bir ikincilik ve Amerika’da birincilik getirmiştir. Atatürk Mahallesinde kurmuş olduğumuz parkta zeytin ve mermerin önemini ön plana çıkararak ilçemizin tanıtımını yapıyoruz.
T.M: Başarılı çalışmalarınızı görüyoruz ve takdir ediyoruz. Yatağan için yapılan bu son derece önemli faaliyetlerinizden dolayı sizi ayrıca kutluyoruz. Son olarak ne söylemek istersiniz?
T.O: Sevgili kardeşim, yaptığın şeyin önemini biliyorum. Gerçekten zor işler yapıyorsun. Zoru zor insanlar yapar. Bu başarından dolayı seni kutluyorum. İlçemizin tek kurtuluşu, kültür turizmi. Dışarıdan bakıldığı zaman denizi, güneşi ve kumu ile ön planda görülmekte. Maalesef Muğla, tek ayak üzerinde duruyor. Muğla’nın görünmeyen, bilinmeyen yüzü, doğal ve kültürel zenginlikleri. Ben her toplantıda şunu söylüyorum ve söylemeye ısrarla devam edeceğim; Muğla’nın parlayan yıldızı Yatağan’dır. Tüm doğayı ve tarihi sevenlerin Yatağan’ı gelip görmelerini istiyorum. Yatağan’ı tanıyınca onlarda Yatağan için olumsuz etkilerini bertaraf edeceklerdir. Yatağanlı olarak bizler, Ahilerden gelmekteyiz. Ahi’nin sözlük anlamı dost, kardeş ve yaren anlamına gelmektedir. Bizim halkımız dosta dost gibi davranır. Düşmanımıza gül uzatacak kadar da cana yakınızdır. Biz Yatağanlı olarak her şeyden arınarak tek vücut Yatağan için neler yapabileceğimizi düşünelim. Beş parmak bir araya gelince el olur. Kardeşçe ellerimizi birleştirelim. Birbirimizi sevmekten korkmayalım. Yatağan’ı ve Yatağanlıları seviyorum.
Yorum Yazın