Yatağan’ın kültür sanat elçisi Tarcan Oğuz

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yatağan’ın kültür sanat elçisi Tarcan Oğuz
Abone ol
Araştırmacı Yazar Tarcan Oğuz, başarılı çalışmaları sonucu ilçemize birçok yazılı belge ve eser kazandırmış örnek kişidir. Yatağan için yaptığı çalışmalar ulusal alanda da ses getirmiştir, ilgi görmüştür. Tarihin derinliklerine inerek araştırmalar yapan Oğuz, kültürel hizmetlerini halen daha devam ettirerek Gökbel Jeopark Bölgesinin uluslararası alanda da tanınması için uğraş vermektedir. Sadece bu bile büyük bir başarıdır ama bununla yetinmeyip, Kanuni Yolu, Antik Karya Yolu ve Bisiklet Yolu gibi güzergah çalışmalarına da devam ediyor. Zaman zaman fikir alışverişinde bulunarak kendisinden faydalanırım. Kent Konseyi içinde çalışmalar yürüterek komisyonlara ve kent meclisine yardımcı oluyor. 14 eseri bulunan Tarcan Oğuz’un faaliyetlerini gelin birde kendisinden duyalım, okuyalım.
 Araştırmacı  Yazar  Tarcan   Oğuz, başarılı  çalışmaları  sonucu  ilçemize  birçok  yazılı   belge  ve  eser   kazandırmış  örnek   kişidir. Yatağan  için  yaptığı  çalışmalar   ulusal   alanda  da   ses   getirmiştir, ilgi  görmüştür.  Tarihin   derinliklerine   inerek  araştırmalar  yapan  Oğuz, kültürel  hizmetlerini halen daha  devam  ettirerek  Gökbel  Jeopark  Bölgesinin   uluslararası  alanda  da  tanınması  için  uğraş  vermektedir. Sadece bu  bile  büyük  bir  başarıdır  ama   bununla  yetinmeyip, Kanuni  Yolu, Antik  Karya  Yolu ve  Bisiklet  Yolu  gibi  güzergah  çalışmalarına  da  devam  ediyor. Zaman  zaman  fikir  alışverişinde  bulunarak   kendisinden   faydalanırım.  Kent  Konseyi  içinde  çalışmalar  yürüterek  komisyonlara  ve  kent  meclisine  yardımcı  oluyor. 14 eseri  bulunan  Tarcan  Oğuz’un  faaliyetlerini   gelin  birde  kendisinden  duyalım,  okuyalım.

Turgay   Mutlu:  Hangi   tarihte   ve   nerede   doğdunuz?

Tarcan   Oğuz: 24. 12. 1950  tarihinde   Yatağan’da   doğdum.

T.M: Ailenizin    Lakabı  var  mıdır? Nedir?

T.O: Baba  tarafından  Hacı  Eyüpler diye biliniriz. Anne  tarafım  Gazeller  Sülalesi  diye  anılır. Üç kardeşiz. Evin  en  küçüğü  benim. Abimin adı Tacettin,  Ablamın   adı  Tacide’dir.

T.M: Okul  öncesi  mahalle  arkadaşlarınız  ve  oynadığınız   oyunlardan  aklınızda  kalan  var  mıdır?

T.O: Rüştü  Kemiksiz, Süreyya  Kemiksiz, Haşmet  Işık, Ahmet  Yüksel, Enver  Kansu, Özer  Kumaş, Nadir  Delibaş, Cumhur  Uzun, Ahmet  Uzun  mahalle   arkadaşlarımdı. Çelik—çomak, saklambaç, hırsız—polis, kılıç—kalkan  ve   futbol  oynardık.

T.M: İlkokulu  hangi  okulda  okudunuz? Öğretmeniniz  ve  Müdürünüz  kimdi?

T.O: Atatürk  İlkokulunda   okudum. Aycan  Düzel öğretmenim, Nedim  Bey  müdürümüzdü.

T.M: Orta  ve  Liseyi   nerede  okudunuz?

T.O: Yatağan  Orta  Okulunda  okudum. Mehmet  Gezen,  Abdullah Gün, Ahmet  Akşit ve  Abdurrahman  Çumkur  öğretmenimdi. Liseyi  Muğla  Ticaret  Lisesinde  okudum.

T.M: Askerliği  nerede  ve  ne  zaman  yaptınız?

T.O: Kütahya’da  Jandarma  olarak  20  ayda  tamamladım.

T.M: Askerden  önce  ve  sonra  nerelerde  çalıştınız   anlatabilir   misiniz?

T.O: Öncesi  Tekel’de ve  Marmaris’te  Kültür  ve  Turizm  Bakanlığına  bağlı  Tatil  Köyünde çalıştım. Askerden   sonra  Yatağan  Belediyesine  memur  olarak  girdim  ve  buradan  emekli  oldum.

T.M: Politikayla   uğraştınız  mı?

T.O: Her  daim   politikayla  uğraştım. CHP ‘nin  her  kademesinde  Gençlik  Kollarından  başlayarak  görev  yaptım.

T.M: Ne  zaman  evlendiniz?

T.O: 1976  Yılında  eşim  Fatma  Hanımla  Yatağan’da   evlendim.

T.M: Çocuklarınız  var  mı?

T.O:  Özgül  ve Özgür  adında   ikiz  çocuklarım  var. Kızım  Denizli’de  öğretmenlik  yapıyor. Oğlum  muhasebecilik  yapıyor.

T.M: Hangi  tür  kitapları   okumayı  seversiniz?

T.O: Daha  çok  siyasi türü kitaplar okurum. Arada  mizah  türü  de  okuyorum.

T.M: Kısaca   günlük  yaşamınızdan   bahseder  misiniz?

T.O: Felsefe  olarak  bence  çağdaş  insan , yaşadığı  her  andan  sorumlu  olmalıdır  ve  bu  sorumluluğunu  hayata   geçirmelidir. Bence  aydın  olmanın   gereğidir. Zamanda çok  önemlidir. Her  anı  dolu  dolu  yaşarım. İyi  ve  güzel şeyleri  vatandaşımla  paylaşmayı  severim. Öncelikle  günlük  program  yaparım. Bu  konuda  prensip   sahibiyimdir. Kısa  kısa  notlar  alıp  günü bu  şekilde  değerlendiririm. Akşam  yastığa  başımı  koyunca günün  analizini  yaparım. Bu  şekilde  yaşamaktan  haz  alırım. Boş  geçen  günüm  için  üzülürüm. Kültürel  konulara  ağırlık  veririm. İlçemizin  tanınması,  gelecek  kuşaklara  tanıtılması  ve  taşınması  için  araştırmalar  yaparım. Bu  konuda  dersimi  iyi  çalıştığımı   düşünüyorum.

T.M: Tarcan  Oğuz  kimdir? Siz  kendinizi  nasıl  tanımlarsınız?

T.O: Yatağan’a   aşık  ve  Yatağan  için  kendini  çalışmalara  adamış  biri  olarak  görmekteyim. Bu  tezimi  güçlendirmek  için  önce  kendimi  tanımaya, neler  yapıp  neler  yapamayacağımı  düşündüm. Sonra  Yatağan’ı  tanımaya  ve  tanıdıkça  daha  da  aşık  olmaya  başladım. Çünkü  insan  tanımadığı  bir  şey  hakkında yorum  yapamaz, anlatamaz  ve  tanıtamaz.

T.M: Şimdiye  kadar  kaç  kitap  yazdınız?

T.O: 14  Kitap  yazdım. İsimleri: Yatağan’ın  Dünü  Bugünü, Yatağan—2002, Ahiler, Ahilik, Yatağan’da Yetişenler, Yatağan’da  Maniler, Yatağan’da  Söylenen  Türküler  ve Öyküler, Yatağan  Spor, Osman  Hamdi  Bey  Konağı, Marsiyas  Vadisi, Stratonikiea  ve  Jeopark.

T.M: Başka  çalışma  örnekleriniz  var  mı?

T.O: 5 Tane   kişisel  fotoğraf  sergisini  Yatağan  ve  Muğla’da  açtım. 50’e  yakın  Yatağan’a   has   türkü  derlemesi  ve  nota  yaptırdım. Bu  konuda  kitap   bastırdım.

T.M: Jeopark  Alanıyla  ilgili  çalışmalarınız   ne  durumda?

T.O: Jeopark, literatür  olarak  az  bilinen  bir  kelimedir. Dünyada   kurulmuş  şu  an  72  adet  Jeopark  alanı   bulunmaktadır. Benim  13  yıldır üzerinde  çalıştığım ‘’ Yatağan  Jeopark’’ projesi , 2006  yılında  Muğla  İl  Genel  Meclisi  tarafından  Türkiye’nin  ilk  projesi  olarak  onaylandı. 52  kilometrelik  Jeopark  Yolumuz, Staratonikiea—Lagina (17 km) ve Eskihisar—Belen  Kahvesi  arası  kültür  yoluna  bağlanarak  dünyada  tek   örnek   proje  olarak  çalışmalar  başlatıldı. 22 kilometrelik  kültür  yolumuzun  18  kilometresi  bitti. 4  kilometrelik  kısmı  kaldı. Kutsal  yol  çalışmasının 10  kilometrelik kısmı  açıldı. Diğer  kısımlarında   çalışmalar  devam  etmektedir. Jeopark  projesi  bilimsel  olarak  incelenmesi  amacıyla  Güneydoğu Avrupa Jeoparklar  Genel  Başkanı  Profesör  Doktor  Nizamettin Kazancı  ve  dört  kişilik  ekiple  çalışmalar   yaparak  projenin  önemini ortaya  koyduk.

T.M: Kanuni  Yolu  çalışmaları  hakkında  bilgi  verir  misiniz?

T.O:  Güney  Ege  Kalkınma  Ajansı  tarafından  Kanuni’nin Rodos  seferine  giderken  geçtiği  yol  güzergahları  Valilikçe  oluşturulan  komisyonca  ilçemizden   geçecek   yol, benimde   katkılarımla incelenerek  yol  haritası   çizildi. Önümüzdeki  aylarda  bu yol  işlerlik  kazanacaktır.

T.M: Stratonikiea ve  Lagina’da   bu  sene  festival  etkinliği    yapılacak  mı?

T.O: Bu  yıl kültürel  ağırlıklı  olarak  iki  büyük  antik  kentimizde  Yatağan  Belediyesi  adına etkinlikler  düzenlemeyi  planlamaktayız. Aynı  zamanda   Türk—Yunan  ortaklaşa   çalışmalar   yapacağız.

T.M: Yeni  bir  kitap  çalışmanız   var  mı?

T.O: Var. Yatağan  köy  incelemeleri  kitabım  hazır  olup, önümüzdeki  aylarda  basıma  girecektir.

T.M: Bugüne   kadar  kaç  ödül  aldınız?

T.O: Birçok  ödül  ve  plaket  aldım. Bodrum  TÜRBAN  Ödülü, Ege  Yazarlar  Birliği  Ödülü, Muğla  Üniversitesi Kültüre  Katkı  Ödülü, Pamukkale Üniversitesi  Kültürel  Çalışma  Ödülü  ve  Muğla  Gazeteciler  Cemiyeti  Ödüllerini   aldım.

T.M: Bozuyükle   ilgili    çalışmalar   devam   ediyor   mu?

T.O: Bozuyük’te  üç  obanlı  Rum   Değirmenin  ayağa   kaldırılması  için   çalışmalar  yapıyorum.

T.M: Katrancı  Evleriyle  ilgili   çalışmalar   nasıl   gidiyor?

T.O:  Osmanlı  döneminin   son   zamanlarında   yapılan  bu  tarihi   evler, Safranbolu’ya  rakip  olabilecek   düzeydedir. Burada   Tarihi  Kentler  Birliğiyle   birlikte  çalışmalar  yaparak  kendilerine  bilgi  ve  rapor  sundum. Kültür   turizmine   kazandırılması  için burada SİT Köy  çalışması  yapılıyor. Mimarisi  farklı  olan  Katrancı  evlerinin  bacaları,  Çomakdağ  evlerinin   bacalarını  andırır, benzerlik  taşır. Ayrıca  kapılarında  çivi  kullanılmaz. Kapının  üstünde  sürahi  veya  vazo  resmi  varsa  o  evde   kız  çocuğu  olduğu, tabanca  veya  bıçak  resmi  varsa  erkek  çocuğu  olduğu  bilinir.   

T.M: Panamara  antik  kenti  ile  ilgili  çalışmalarınız   var  mı?

T.O: Karya  toprakları  üzerinde   kurulu  antik  kent  Stratonikiea’ya   bağlı  olan   Bağyaka  sınırları  içerisinde   Asar  Tepede   kurulu  Panamara , dini  merkezli  bir  yerdir. Stratonikiea’ya (Eskihisar) 22  kilometrelik   uzaklıkta  olup, kazı   başkanı  Bilal  Söğüt’le  birlikte  çalışmalar  devam  ediyor. Antik  Yol  çizim   projeleri   son  aşamadadır.

T.M: ASFAD’ın  kurucusu  olup  başkanlığını   yapıyorsunuz. Bu  yılki  projeleriniz  nelerdir?

T.O: ASFAD olarak   bugüne  kadar   yaklaşık  3500’e  yakın   kursiyerimize  halk  oyunları  öğrettik. Burada on  yörenin oyunları  oynanmakta  olup, Muğla ve  Ege  Bölgesi  birincilikleri, Türkiye  dördüncülüğü  gibi   dereceler  aldık.  12 yıldır Yurtdışı  Festivallerde  ülkemizi  temsil  etmekteyiz. Bunların  yanı  sıra  bağlama, gitar  ve  bale   kurslarımız  devam  etmektedir. Kurslarımıza   yedi  yaşından   altmış  yaşa  kadar  kursiyerler   katılmaktadır.

T.M: Halk  bilimcisi ve  araştırmacı yazar   olarak  gelecekte  en  büyük   hedefiniz   nedir?

T.O: 13  Yıldır  üzerinde  titizlikle  çalıştığım  ve  Yatağan’ı   ayağa  kaldıracak  olan  ‘’Yatağan  Jeopark ‘’  Projesinin  hayata  geçmesi  benim   en  büyük  hedefim  olacaktır.

T.M: Yatağan’ın  ekmek  kapısı  olan  mermer  sektörüyle  ilgili   ne  düşünüyorsunuz?

T.O: Yatağan   bir  mermer  kentidir. Türkiye’nin   yüzde  otuzunu Muğla  karşılamaktadır. Bununda  yüzde  on beşle  en  büyük  payına  Yatağan  mermeri  sahiptir. Bunun  için  gelecekte  projeler  üretmekteyiz. Antik  dönemde   Yatağan’da  mermercilik  yapıldığı  bilinmektedir. Mermer  ocaklarından  çıkan  fosillerin  korunması  amacıyla  bir  mermer  müzesinin  kurulması çalışması   başlatılmıştır. İlçemizde  45  adet   büyük  ve  küçük  ölçekli  mermer  fabrikası  vardır.

T.M: Tarihi   zeytin  ağaçlarının  taşınarak   ilçemiz   parklarında  yeniden  hayat  bulması  hakkında ne  düşünüyorsunuz?

T.O: Dünyanın  en  eski  zeytinyağı  işliği  Yatağan—Börükçü  mevkiinde yapılmıştır. Bu  bizim  için  önemli  bir  belgedir. Burada  çok  eski  dönemde  zeytincilik  yapıldığı  için  asırlık  zeytin  ağaçları  bulunmaktadır. Börükçü  mevkii   TKİ ‘nin  kamulaştırma  alanı  içinde  olduğu  için  3000 yıllık  zeytin ağaçları  kurtarılarak  ilçemizin  Atatürk  Mahallesindeki  parklarımıza  taşınmıştır. Özellikle ilçemizin memecik  zeytin  türü, tadımlık  ve yağlık  zeytin olarak  Japonya’da  bir  birincilik, bir  ikincilik  ve  Amerika’da  birincilik  getirmiştir. Atatürk  Mahallesinde  kurmuş  olduğumuz  parkta  zeytin  ve  mermerin  önemini  ön  plana  çıkararak  ilçemizin  tanıtımını  yapıyoruz.

T.M: Başarılı  çalışmalarınızı  görüyoruz  ve  takdir  ediyoruz. Yatağan  için  yapılan   bu  son  derece önemli  faaliyetlerinizden  dolayı sizi  ayrıca  kutluyoruz. Son  olarak  ne  söylemek  istersiniz?

T.O: Sevgili  kardeşim, yaptığın  şeyin  önemini  biliyorum. Gerçekten  zor  işler  yapıyorsun. Zoru  zor  insanlar  yapar. Bu  başarından  dolayı  seni  kutluyorum. İlçemizin  tek  kurtuluşu, kültür  turizmi. Dışarıdan  bakıldığı  zaman  denizi, güneşi ve kumu ile  ön planda  görülmekte. Maalesef  Muğla, tek ayak  üzerinde  duruyor. Muğla’nın  görünmeyen, bilinmeyen  yüzü,  doğal  ve  kültürel  zenginlikleri. Ben her  toplantıda şunu  söylüyorum  ve  söylemeye  ısrarla   devam edeceğim; Muğla’nın  parlayan  yıldızı  Yatağan’dır. Tüm  doğayı  ve  tarihi  sevenlerin  Yatağan’ı gelip  görmelerini  istiyorum. Yatağan’ı  tanıyınca  onlarda  Yatağan için  olumsuz  etkilerini  bertaraf  edeceklerdir. Yatağanlı  olarak  bizler, Ahilerden gelmekteyiz. Ahi’nin  sözlük anlamı  dost, kardeş  ve  yaren  anlamına  gelmektedir. Bizim  halkımız  dosta  dost  gibi   davranır. Düşmanımıza  gül  uzatacak  kadar  da  cana  yakınızdır. Biz  Yatağanlı  olarak  her  şeyden  arınarak  tek  vücut  Yatağan  için  neler  yapabileceğimizi  düşünelim. Beş  parmak  bir  araya  gelince  el  olur. Kardeşçe  ellerimizi  birleştirelim. Birbirimizi  sevmekten  korkmayalım. Yatağan’ı  ve  Yatağanlıları  seviyorum.


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
23 Nisan Yatağan’da coşkuyla kutlandıÖnceki Haber

23 Nisan Yatağan’da coşkuyla kutlandı

Menteşe Yerküpe şampiyonluğunu kutluyorSonraki Haber

Menteşe Yerküpe şampiyonluğunu kutluyor

Yorum Yazın