Muğla
BIST10.371
DOLAR41.9493
EURO49.249
ALTIN5888.4
BTC/USD108422.46
Ali Akalp - Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan Şubesi Önceki Dönem Şube Başkanı

Ali Akalp - Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan Şubesi Önceki Dönem Şube Başkanı

Mail: aliakalp48@hotmail.com

“KURALLARA UYAN AVCI NE HÂKİM GÖRÜR NE SAVCI” – 3

Sevgili okurlarım, Türkiye avcılarının genel sorunlarını iki bölüm halinde sizlere yazmaya çalışmıştım. Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kaleme aldığım bu yazıların bugün üçüncü ve son bölümünü yazarak bitirmek, çözüm yollarını da önerilerle destekleyerek bir sonuca varmak istiyorum.
Avcılık ülkede bir spor mudur, değil midir? Bu soru hep tartışılır durur. Avcı açısından da köpeği açısından da mutlaka spordur. Avcı sabah gün doğmadan önce avına göre çok erken kalkar, kahvaltısını erken yapar, köpeğini akşamdan doyurur, hazırlığını yapar. Ava gidecek arkadaşları varsa onlarla zaten akşamdan konuşmuştur. Sabah birbirlerini uyandırırlar; nerede, saat kaçta buluşulacağını, birlikte gideceklerse kim kimi nereden alacağını kararlaştırıp avlanılacak meraya doğru hareket ederler.
Meraya vardıklarında, nereden nereye doğru avlanılacağını planlarlar. Avcılar birlikte gittiğinde av köpekleri de diğer avcıların köpekleriyle hemen kaynaşır, birbirlerinden güç alırlar. Marifetlerini, tıpkı diğer avcıların köpekleri gibi, daha pratik, daha dikkatli ve çevik hareketlerle gösterirler. Kuş avıysa erken davranarak avı yakalamaya çalışırlar. Yorulunca bir ağaç dibinde kısa molalar verilir. Sigara içenler sigarasını içer, susayanlar suyunu içer, torbalarındaki meyve ve kuru yiyecekleri birbirlerine ikram ederler. Bu birkaç kez tekrarlanır.
Bazen evden getirilen termostaki kahve veya çay gibi sıcak içecekler içilirken çeşitli av hikâyeleri, günlük memleket meseleleri ya da kişisel problemler konuşularak hem vakit geçirilir hem de şansları varsa, avladıkları kuş veya tavşan gibi avlarla birlikte eve dönülür. Öğle vakti bir ağaç dibinde konaklanır, getirilen yiyecekler yenir. Sohbet devam ederken köpekler dinlenir. Molalarda av ve planlar sürekli müzakere edilir, tartışılır.
Bazen o kadar yer gezilmesine rağmen herhangi bir av hayvanına denk gelinmeden eve dönülür. Sadece evden götürülen yiyeceklerin yenip içeceklerin içildiği, bir piknik gibi güzel bir gün geçirilmiş olur ama buruk bir dönüş yaşanır. Herhangi bir av vurulmuşsa onun tüylerinin temizlenmesi ve buzdolabında en az bir ya da iki gün bekletilmeden yenmemesi gerekir.
Bizim bölgemizde çok eski yıllara göre av hayvanları yönünden büyük bir kıtlık yaşanmaktadır. Keklik popülasyonu özellikle nedeni tam bilinmemekle birlikte çok azalmıştır. Bunun nedenleri; ekili-dikili alanların (buğday, arpa, darı, yulaf, burçak, susam vb.) azalması, kuraklık, aşırı yağmurlar, kar, tipi, bulaşıcı hastalıklar (kuş gribi gibi), yırtıcılar ve bilmediğimiz başka etkenlerdir.
Göçmen kuşlar üveyikle başlar. Üveyik, genellikle Trakya’da ve İç Anadolu’da bol olmakla birlikte, Ağustos’un sonuna doğru av sezonu açıldığında kısa bir süre sonra sayıları azalır. Üveyikler sabah erken uçup buğday tarlalarında hasat yapılırken dökülen tanelerle beslenirler. Havalar soğudu mu sıcak bölgelere göç ederler; avı da kısa sürer.
Bıldırcın ise eskiden pamuk, tütün, karpuz gibi ekilen ürünlerin içinde beslenir, gizlenirdi. Rüzgâr güllerinin yapıldığı yüksek dağlar göç yolları üzerinde olduğu için kuşlar rotalarını biraz değiştirir. Rüzgârın esiş yönüne göre uçarken bu devasa rüzgâr güllerinin çıkardığı sesi duyan kuş sürüsü ürkerek yönünü değiştirir. Böylece her yıl geçtiği rotayı değiştirerek göç eder.
Bazen yorgun düşen sürüler yeşil ova veya su birikintisi gibi yerlerin yakınına inerek bir iki gece dinlenir, güç toplar ve rotasına devam eder. Ses makinesiyle bıldırcın sesi yüklenmiş cihazlar kullanılarak kuşun oraya inmesi sağlanır. Bıldırcın sürüsü aldanarak indiği yerde sabah güneşin doğuşuyla bu tuzağa düşer ve avcılar tarafından ses teypleriyle avlanır.
Ülkemizde her türlü ses cihazı ve tuzakla avlanmak yasaktır. Uluslararası bazı ortak kararlar alınarak eşgüdüm sağlanırken bazı yerlerde farklılıklar bulunabilmektedir. Doğa Koruma ve Millî Parklar ekipleri sahada, arazide gece sabaha kadar öten bu cihazları toplayarak el koymakta ve sabah avlanmak için araziye gelen avcıların hayal kırıklığı yaşadığı görülmektedir.
Doğa Koruma ve Millî Parkların yanı sıra bazı kaçak, “bohçacı” diye tabir edilen sahtekâr avcılar da birbirlerine ait ses cihazlarını çalarak belgeli avcıların avlanmasına engel olmaktadır. Bu durum bir süre kovalamaca şeklinde devam eder, çeşitli gerginliklere ve kavgalara sebep olur. Bazen istenmeyen adli vakalar da yaşanmıştır.
Bundan birkaç yıl önce Karadeniz’de, sanıyorum Samsun ilinde, kaçak belgesiz av yapan beş kişilik bir bohçacı avcı grubuna müdahale etmek isteyen bir saha görevlisi (ormancı), avcının ateş etmesi sonucu alnından vurularak olay yerinde hayatını kaybetmiştir.
Bu ve bunun gibi nahoş durumlar yaşanabilmektedir. Eğer mümkün olursa, Merkez Av Komisyonu’nda (MAK) tartışılarak bıldırcın göçü sırasında ses cihazlarının belli tarihlerde serbest bırakılması yasal hâle getirilebilir. Bu tarz bir esasa bağlanabilir. Yasaklarla bir yere varılamaz. Limitler ve cezalar tekrar düzenlenebilir.
Bazı ülkelerde serbest, bazı ülkelerde yasak olması çifte standarttır. Ülkemizde Karadeniz’de atmaca avcılığı yasal hâle getirilmiştir. Atmaca kuşu, bıldırcın göçünden önce doğadan yakalanır, eğitilir ve bıldırcın uçarken doğaya bırakılan atmaca kuşu yakalayarak sahibine getirir. Av sezonu bitince atmaca tekrar doğaya salınır.
O zaman atmaca ile avlanmak yasal hâle getirildiyse ses cihazı ile göçmen kuşların havadan yeryüzüne indirilmesi de yasal hâle getirilmelidir. Doğa Koruma ve Millî Parkların akşamdan tüm ses cihazlarını toplaması önlenirse büyük bir sorun giderilmiş olur. Zaten bıldırcın avı haftada 3–4 gün yapılabilmekte ve limit 10 adettir.
Her av gününde bazen birkaç kuş gelir, bazen bir iki, bazen de hiç kuş gelmediği olur. Köpekle yapılan bir avdır; zevklidir. Ancak ses cihazı olmadan bıldırcın inmesi asla mümkün olmaz. Bu sorun Merkez Av Komisyonu tarafından mutlaka ele alınarak yasal hâle getirilmelidir.
Bazı ülkelerde bu sorun giderilmiştir. Avcılarımız bu konuda mağdurdur. Günümüzde avcılık yapmak çok pahalı bir hâle gelmiştir. Ciddi bir sektör hâline gelen avcılık, devletimize önemli ölçüde bütçe katkısı sağlamaktadır. Buna rağmen ağır vergi yükü karşısında avcı hoşnut değildir. Avcılığın önündeki bu tip sorunlar uzlaşıyla çözülmelidir.
Avcılık sürdürülebilir kılınmalıdır. Arap ülkelerinde binlerce bıldırcın ve diğer kuş türleri, yabancı kazlar, ördekler, çulluklar milyonlarca limite uymadan avlanabilirken; göçmen kuşların göç yolları üzerinde olan ülkemizde avcılarımız yüksek vergi vermesine rağmen mağdur edilmekte, çeşitli engellerle karşılaşmaktadır.
Vergiyi veren avcının mağduriyeti giderilmelidir. Muğla ilimiz, İstanbul’dan sonra en fazla yasal ve belgeli avcıya sahiptir: 8500’ün üzerinde. Bunun en az üç katı, yani 25 binin üzerinde kaçak, belgesiz avcı (bohçacı) bulunmaktadır. Bunlar belgeli avcının hakkını her yıl çalmaktadır. Bazıları yakalanıp çeşitli cezalara çarptırılmaktadır.
AvBİS (Avcılık Bilgi Sistemi) Avrupa’da haftanın 7 günü ava izin vermektedir. Avcı, bu 7 günün 4 gününü kendisi belirleyerek avına gidebilmektedir. Bizim ülkemizde ilk uygulama yıllarında bu sistem iki yıl denenmiş, sonra kaldırılmıştır.
Bazı kamu ya da özel sektör çalışanları bu sistemden mahrumdur. Örneğin mermer veya madencilik iş kolunda cuma günleri genel tatil olarak kullanıldığından ava gidememektedirler. Bu bir haksızlıktır. Eğer bu sistem tekrar uygulanırsa bu kişiler kendi izin günlerinde avlanabileceklerdir. Dolayısıyla şu anda mağdurdurlar. Bu durum tartışılıp düzeltilmelidir.
Daha birçok yazamadığım sorun ve sıkıntı vardır. Önümüzdeki günlerde yapacağımız seri toplantı ve açıklamalarla sizleri bilgilendirmeyi düşünüyoruz. Yine gözlem sütunumun sınırı hayli doldu.
Üç bölümde sizleri bilgilendirmek için yazdığım “Avcılık ve sorunları” yazılarını, atasözü gibi hatırlanacak bir sözle noktalıyorum:
“KURALLARA UYAN AVCIYI NE HÂKİM GÖRÜR NE SAVCI.”
Başka bir konuda gözlemde buluşmak üzere hoşça kalın, dostça kalın.
 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar