1998 yazında Ankara Ü. Hukuk Fakültesi’nden mezun olunca Muğla Barosuna başvurup stajımı başlatmıştım. Avukatlık Stajımı Mustafa İlker Gürkan’ın yanında yapmaya karar vermiştim. Mustafa Ağabey’in yanına gittiğimde beni güleryüzle karşılamıştı. Hemen çalışmaya başlamış, dosyaları inceliyor, dilekçe örneklerini hazırlıyor, Yatağan Adliyesinin hemen arkasındaki yazıhanesinden Adliyeye gidip geliyor, geniş kütüphanesinden dilediğimce faydalanıyordum. Mustafa İlker Gürkan İstanbul Ü. Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş, avukatlığa Yatağan’da başlamıştı. Aslen Tokatlı olmasına karşın uzun yıllardan beri Yatağan’daydı. Herkesin Mustafa Abisiydi, eşi de Yatağanlıların Bedriye Ablasıydı. Bedriye Gürkan, serbest doktor olarak çalışıyor, özel muayenehanesinde köylüleri, fakirleri parasız muayene ediyordu. Ünlü Nörolog Yazar Dr. Olivier Sacks’ın “gerçek doktor onlar” dediği tarzda, çantasını alıp hastalarını evlerinde ziyaret ediyordu. Uzun seneler Sendikacılık yapan Mustafa Abi ve Dr. Bedriye Hanım Yatağanlılar tarafından sevilmiş, işçinin, köylünün, esnafın dostu olmuşlar ve ilçede benimsenmişlerdi. Yatağan’da yaz aylarında, okulum haricinde, amcamın kuruyemiş ve kuru kahve dükkanında çalışırken karşılaşmıştım ilk olarak Gürkan Ailesiyle. Büyük oğlu ve kızı ile birlikte gelirler alışverişlerini yaparken birbirlerine fikir danışırlar, tavırları ve nezaketleri ile farklarını hissettirirlerdi. 1998 yaz ortasında başladığım Avukatlık Stajım ile Mustafa Abi’nin yanında çalışmam öyle başlamış, uygulamanın içindeki bir hukukçu ile ilk tanışmam bu şekilde olmuştu. Avukatlık stajının askı süresi bitince stajın Savcılık- Mahkemeler aşaması olan ilk altı aylık dönem için Muğla Adliyesi’ne gidip gelmeye başlamış, duruşmaların olmadığı günlerde ise Yatağan’da bulunuyordum. Mustafa Abi, konuşması ve tavırları ile kendini hayran bırakan hatip denilen kişilerdendi. Savcılık stajımı tamamlamış, Mahkemelerdeki stajıma henüz başlamıştım ki Ankara Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimi kazandığım haberini aldım. Aynı günlerde 1998 Kasım Hâkim-Savcılık Sınavına da başvurmuştum. Mustafa Abi ile konuşup, henüz üç ay önce ayrıldığım Ankara’ya yüksek lisans eğitimim için geri dönmüştüm. Aradan yıllar geçti. Söke’de görev yaparken gittiğim İzmir Kitap Fuarı’nda karşılaşmıştım onunla. Derneğinin Standında, eski dostları ile sohbet ediyordu. Beni görünce ayağa kalkıp sarıldı, nerelerde görev yaptığımı bildiğini, haberlerimi aldığını anlattı, bu şekilde ayaküstü görüşmüş olduk. Yatağan’dan sonra Milas’a, oradan da Bodrum’a geçtiğini, oğlu Alican ile ağırlıklı olarak ceza hukuku alanında çalıştığından bahsetti. Sonra telefonlarımızı alarak vedalaştık. Kendisi hukukçu duruşunun nasıl olduğunu öğrendiğim, bir hukukçuda bulunması gereken tüm özellikleri taşıyan eşsiz bir üstattı. Uzun yıllardır aklımdaki bir soru, Mustafa Abinin yakın arkadaşı olan Amcam Davut Çetinkaya’ya ile bir buluşmaları esnasında söylediği ve amcamın bana aktardığı sözlerle seneler sonra yanıtını bulmuştu: Mustafa Abi, benim hâkimlik mesleğine olan tutkumu anladığını ve iyi bir hakim olacağımı bildiğini anlatmış amcama. Bu, kendisine olan saygımı bir kat daha arttırmıştı. Henüz mesleğin başında gerçek bir üstad ile karşılaştığım, ondan hukuk hayatım boyunca ilham aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Uzun yıllar süren meslek hayatı ve üç dönem Muğla Baro Başkanlığı yaptığı dönemde de eminim benim gibi birçok hukukçu kendisini örnek almıştı. Bir bayrak yarışı olan bu hayatta, ondan aldıklarını yeni hukukçulara aktarmaya da devam edeceklerdi. Mustafa İlker Gürkan dünyaya nadir gelen insanlardandı. Gerçek bir hukukçuyu ve bir ustayı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. İyi ki kendisini tanımışım. Bana daima ışık oldun Mustafa Abi, senin gibi yüzüm hep aydınlığa ve doğruya dönük oldu.
Sevgi, saygı ve şükranla…
Mehmet Burçin Çetinkaya,
Aydın Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Yorum Yazın