İlçemiz bir işçi kenti olmasına rağmen, ‘’yerel basınımızda çalışanların sorunlarının tartışıldığı bir köşenin olmaması ve sendika ve temsilcilerinin bu konuda çalışma yapmaması içimde bir çözüm yolunu nasıl bulabilirim sorusu ile yaşamama neden oluyor.’’
Yerelde ticari yaşam içinde bulunduğum süre dahil, ‘’her zaman çalışanların sorunları üzerine yerelde sendikal hareketin örgütlenmesi, çalışanlar ile yerel ayağın kurulması, tarımda kooperatifleşme ile sendikalar arasında sınıfsal ilişkilerin geliştirilmesi, çalışanlar ile yerel esnaf arasında kurulması gereken ilişkiler’’ üzerine bir siyasal duruşum oldu.
Çalışanların ‘’siyasal düşünceleri ile değil, toplumsal ekonomik sistemin sorunları ve buna sınıfsal yaklaşım nasıl olmalı’’ temel felsefemiz doğrultusunda yaklaşımımız, ‘’sermaye ve onun yerel ayağı konumundaki siyasal temsilciler tarafından engellenmek için kirli karalamalar ile karşılaşmamıza ve çalışanların temsilcilerinin etkilenmeleri sonucu Yatağan Yem ve Süt fabrikalarının kapatılmasını engelleyemedik.’’
Bu şekilde ‘’çalışanlar ile yerel tarım üreticileri arasındaki ilişki ortadan kalkması sağlandı.’’
1990’lı yıllardan sonra çevremizde bulunan ‘’feldspat, zımpara madenlerine ilave olarak açılmaya başlanan mermer ocak ve fabrikaları ile ortaya çıkmaya başlayan çalışanların sendikal çalışmalar içine alınması da 1990’lı yıllarda yapılanlar düzeyinde kaldı.’’
1980’li yıllarda ‘’kamu iş kolunda yaşanan ekonomik sorunlar, daha sonraları mermer ve maden işkolunda çalışanları kapsamaya başladı.’’
Sendikalların ‘’çalışanların ekonomik, sosyal haklarının alınması konusunda çalışanları temsil etmesi asli görevi olduğunu biliyoruz.’’
Peki, bununla işi bitiyor mu?
‘’Sendikaların çalışanların sınıf bilinci taşımak gibi bir görevinin de ortada durduğunu da biliyoruz.’’
Sendikalar ‘’üyeleri olsun olmasın, çalışanlara sınıf bilinci ile donatılması ve işkollarında tüm çalışanları örgütlemesi’’ sağlanmalıdır.
Yalnız sendikaların sorunları değil, ‘’yerel tarım kooperatifleri ve odalarının da sorumlulukları ortada duruyor.’’
Yatağan ve çevre köylerimizi kapsayan ovamızda sürmekte olan bir toplulaştırma ve bunun yarattığı sorunları da’’ çiftçilerimiz kendi aralarında konuşmalarına rağmen, ‘’kooperatif ve odalarımızın yaşanan sorunlar konusunda sessiz kalması da, ileride yaşanacak sorunların habercisi olarak önümüzde duruyor.’’
Esnaf odamızın ‘’şehir içinde her sokak başında açılmış olan zincir marketler konusunda duyarsızlığı zaten görünüyordu. Temsil ettiği esnafların maliye, sigorta, yerel yönetimler, ucuz ve kolay ürün temin edilmesi konusunda duyarlı olması gibi görevlerinden ziyade, aidat alarak yetkilendirme aldığı esnafları üvey evlat gibi görmesi de’’ üzerinde tartışılması gerek sorun olarak önümüzde durmakta.
İlçemiz bir işçi kenti olduğunu yazmıştım.
İlçemiz aynı zamanda ‘’tarım ve hayvancılığın yapıldığı, ürünlerimiz elimizden alınırken ses veremeyenlerin neden vermediklerini açıklamalarını yapabileceği, daha çok da üreticilerimiz ile tüketicilerimizin sorunlar ve çözümleri bunların cevaplandıracakları olacağı düşüncemizdir.’’
Sanayi esnafımız dahil, ‘’küçük ve zanaatkar esnafımızın sorunları, eleman konusunda, ürün hammadde temini, maliye, sgk, sanayi altyapısı, atıl araçların depolanması vb,’’ sorunların cevap bulacağı düşüncemizdir.
Bu anlamda yerel basınımıza önemli bir sorumluluk düşmektedir.
Haftada, 15 günde ayda bile yalnız ilgili kurum temsilcilerinin değil, ‘’çalışanlarımız, üreticilerimiz ve esnafımızın da yapacağınız işçi-sendika köşesine ilgi göstereceğini düşünüyorum.