Muğla
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.75
Kazım Koca

Kazım Koca

Mail: fngmilas2@hotmail.com

KRİZLERİN İÇİNDE GÜVEN OLMAZ

Dünyada olduğu gibi Türkiye, de uzun süredir biriken gerginlikleri yorgunlukları ve beklentileri vardır. Bu sıkıntılar ve gerginlikler istenmeyen bir dönüm noktasına varmış durumda olduğu kesin. Ancak Dünyada sıkışan siyaset ve meydana gelen büyük anormallikler yavaş yavaş normalleştiği bir dönem yaşıyoruz fakat bu normalleşen anormalleşmeler, istikrarın değil, istikrarsızlaştırmayı alıştırabilme gayretidir. Çünkü Dünya artık savaşlara, ekonomik belirsizliklere, lider krizlerine ve diplomatik restleşmelere alıştı ve alışmaya Mecbur bırakıldı. Örneğin Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yılına girmesiyle birlikte, dünya artık cephe haberlerini olağan sıradan olaylarmış gibi izliyor görüyor. 
Gazze ve Lübnan hattında süren soykırım, neredeyse Dünya milletleri tarafında adeta kanıksanmış durumda; ateşkes haberleri bile birer diplomatik hale dönüşmüş durumda. Bu durum böyle devam ederse dünya için bir felaket olduğu ileriki zamanlarda çok daha net görebileceğimiz kesin gibi gözüküyor. 
ABD Başkanın yönetim tarzı küresel belirsizliklerin en büyük kaynağına dönüşmüş durumda, herhangi bir ülkenin iç politikası artık neredeyse bütün Dünya Devletlerin Ekonomisini ve siyasetini doğrudan etkiliyor. Hiçbir Ülkeyi ayırt etmeden bütün, Devletlerin Ekonomisinde tablo farklı değil; enerji fiyatlarındaki yükseliş Üretim maliyetlerdeki artış ve ücretlerdeki düşüşler bütün dünyada fiyat dalgalanmalar. Gıda fiyatları etkilediği gibi tedarik zincirindeki kırılmalar ve taşımadaki maliyet artışları, başta Gıda olmak üzere Enflasyon artışı birçok ülkede artık geçici bir sarsıntı değil, kalıcı hale geldiği görüyor ve izliyoruz. 
Bütün bu gelişmeler olurken Dünya Devletlerin yöneticilerin neredeyse tamamına yakını insanları, yokluğa alıştırma gayretleri tam hızla devam ederken aynı zamanda çözüm üretme kabiliyetini yitirmiş yöneticilerin olduğu bir dünyaya doğru freni patlamış araba gibi baş aşağı hızla ilerliyoruz. Bu duruma kim veya kimler dur diyecek henüz beli değil. 
Krizler artık korku değil, kanıksanarak izleniyor. Tehlike yalnız istikrarsızlık değil, birçok olayları bir anda ya da peş peşe devreye sokuluyor İnsanlık olanı biteni daha anlamadan ardından yenisini devreye sokuluyor ve bu durum rutin hale getirilmeye çalışılıyor. Yalnız tek Devlet için yapılmıyor. İstisnasız Bütün insanlık üzerinde deneniyor ve uygulanılıyor. Bunun için ne kadar basın yayın organları varsa hepsini aynı anda kullanılıyorlar.  
Daha önceleri bir ülkede ekonomik kriz yaşarken diğer ülkeler bundan yalnızca dolaylı biçimde etkilenirdi; günümüzde ise bir enerji krizi, bir gıda krizini; gıda krizi, göç krizini; göç krizi ise siyasi ve toplumsal krizleri tetikliyor. Yani artık bir kriz diğerini izlemiyor krizler üst üste biniyor, birbirine karışıyor ve yeni bir vaziyet oluşturuyor. 
Artık mesele savaş veya ekonomik durgunluk değil; tüm bu krizlerin birbirini tetikleyen güçlendiren olumsuz etkilerin sürekli bilerek isteyerek üretilmesi meselesi. Bu durumu izah etmek için çoklu krizler çağı diyoruz. Çoklu krizler çağında kriz biterken bile krizin etkisi toplum üzerinde bitmiyor. Kalıcılığı devam ediyor. Toplumlar üzerinde yaratılan bu durum krizlerle yaşamayı öğreniyor ama çözüm üretme kapasitesini ise kayıp oluyor ve bir türlü çözüm üretilemiyor sürekli çözümsüzlükle yaşamaya mecbur bırakılıyor. Kriz, artık istisna hâli değil; yeni bir yaşam biçimi sayılıyor. Bu da siyasetten ekonomiye, bireysel ve toplumsal psikolojiye kadar bütün insanlığı etkiliyor. Türkiye ise bu küresel sarmalın tam ortasında bulunuyor. Bu durum yalnızca gelir kaybına yol açmıyor Aynı zamanda geleceğe dair belirsizlik duygusunun da yaratıyor. 
Artık mesele, fiyat artışlarından çok, Yarın ne olacak sorusuna dair herhangi bir öngörüde bulunamamakta düğümleniyor. Emekliler, gençler, esnaf, sanayici, Herkes koro şeklinde sesli aynı cümleyi kuruyor: artık hiçbir plan yapamıyoruz söylemeye başlıyorlar. Elbette bu belirsizlik durumun hali yalnızca Türkiye'ye özgü değil. Küresel bir politikadır. Umudunu yitirmeden toptan mücadele etmek gerekir. 
Ne zaman işte o beli değil.
 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar