Bugün size hiç kendimden bir katkı yapmadan, Türk insanımızın ve büyüklerimizin internet mesajlarını aktaracağım. Tabii ki bu söylemlere kızanlarınız olabilir? E ben de çok kızıyorum da; evlât benim değil ki, ne yapayım!? Okuyun da, biraz da siz şaşırınız bunlara:
--“İmam-Hatip için bağış parasıydı” dediğiniz 4,5 milyon ABD Doları içinde hiç TL. yoktu… Camide namaz kılıp da, oraya bağış yapanların hepsi Amerikalı mıydı?” Baaddin…
--“Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş.” Türk Atasözü…
--“Dünyanın en kısa fıkrası olarak şu fıkra seçildi: ‘Türkiye bir hukuk devletidir!” Musa…
--“Herkese günaydın!.. Asgarî ücretle geçinip de, Ebru Gündeş’in durumuna üzülen geri zekâlılar, size de günaydın!..” Metehan…
--“Bunlar, devletin üç temel organı olan ‘Yasama, Yargı ve Yürütme’den, sadece YÜRÜTME’yi çok yanlış anlamışlar…” Baaddin…
--“Atatürk baskılı tişörtlerle stada çıkarken izin aldınız mı sayın Başkan?
Fethiyespor Başkanı İsmail Öztürk; “Atatürk yazısıyla stada çıkmamıza izin vermeyeceklerini bildiğimiz için, biz bu izni, Anıtta her daim bizi bekleyen Mustafa Kemal Atatürk’ten aldık efendim…” Zeki…
-- “İki öküz muhabbet ediyorlardı. Biri, bir gazete haberini gösterip; ‘Bak oğlum Öküz Memed, Tarım Bakanlığı bu yıl büyükbaş hayvan kesimini arttırıyormuş’ dedi. Diğer Öküz Hasan; ‘Vallayi ben biliyorum, bu işler hep Tavuk Lobisi tezgâhıdır, biliyorum’ dedi.” Gezici Ali…
--“Ülen siz Türkmenlere yardım gönderecek olsaydınız eğer; bir ay önceden davul-zurna ile duyurur, Tır’lar giderken de, 110 TV kanalından millete izletirdiniz, tıpkı Mavi Marmara gibi…” Ufaklık…
-- “-Aloo… Orası Halkbank Genel Müdürlüğü mü?
–Evet buyurun, ben Süleyman!..
–Kredi almak istiyorum sayın Genel Müdürüm…
-Hangi tür kredi alacaksınız beyefendi?
–E işte o tip, 46 numara Abidas ayakkabı kutusu kredisi…” Baaddin…
--“İktidar partisi İzmir’i almak için, tüm adaylarının Türk Bayraklı parti rozetlerini takmalarını istemiş… Ancak, bu saatten sonra bırakın bayrağı da, direğini biyerlerinize dikseniz bile, İzmir insanı için nafiledir!..” Ahmet Çapulcu…
Bir fıkrayla yazımızı bitirelim: Çok eski yıllarda, köyün camisine bir hırsız dadanmış. İmam ‘Allah-u ekber’ dediğinde, namaza gelenlerin iyi ayakkabılarını çalıp çalıp gidiyormuş…
Günler sonra Muhtar ve İhtiyar Heyeti toplanıp, bu işe çözüm için bir karara varmışlar: “Bu hırsızı imam yapalım, her vakit gözümüz önünde olur, pabuçlarımız da kurtulur” demişler…
Fıkra bu ya; hırsızı el birlik kursa gönderip, köye imam yapmışlar. Birkaç yıl sonra, köyden göçmüş bir hemşehrisi, şehirde Muhtarı görür, pabuç hırsızlığını ve imamı sorarak; “Nasıl kurtuldunuz mu Muhtar?” der… Muhtar üzgün şekilde; “Ne kurtulması birader!.. İmam camide cemaate; ‘hırsızlık yapmak çok günahtır’ diye vaaz veriyor, kendi kiraladığı bir başka hırsız da ayakkabıları yine çalıyor” demiş…
06 Ocak 2014…
Sakin KOŞAR…