Muğla
BIST10.859
DOLAR41.7008
EURO48.9299
ALTIN5271.6
BTC/USD123539.63
Hamdi TOPÇUOĞLU

Hamdi TOPÇUOĞLU

Mail: egerem@yahoo.com

BİR ÜNİVERSİTE GİRİŞ SINAVININ ARDINDAN

Bütün eğitimcilik yaşamım boyunca dönüp dönüp kendime sormuşumdur: 
“Ben neyin bir parçasıyım?
“Eğitimin mi, öğütümün mü?”
Hafta sonu yine iki milyona yakın genç sınavdaydı.
Sahi neyi ölçtük biz?
Bizim yaptığımız elemedir. Altta kalanın canı çıksın mantığıyla yapılan hiçbir değerlendirme eğitimin değerlendirme aracı olamaz. 
Şimdi kim çıkıp da bu sınavlarda kalburun üstünde kalanlar için toplumsal duyarlılıkları daha yüksektir; katılımcılık, paylaşımcılık becerileri daha gelişmiştir diyebilir?
Eğitim, insanın hayatta karşılaşacağı ter türlü olay ve durum karşısında çözüm üretebilme becerileri kazanma sürecidir.
Otobüste selamlaşmadan yan yana oturup seyahat ettiğiniz, sokakta her an kavgaya hazır insanlar okullarda verdiğimiz eğitimin ürünüdür.  
Toplumla bağları kopuk, bencil, çıkarcı, benden sonrası tufan anlayışındaki her birey ister profesör olsun, ister sanatçı, ister yönetici, ister para babası bu eğitimin ürünüdür.
Hırsızımız, yalancımız, hainimiz, kaytarıcımız, tembelimiz, avantacımız, çanak yalayıcımız…. hepsi hepsi eğitiminin ürünüdür. 
“Yıllar önce kıra pikniğe gitmiştik. Susuz kaldık. Kuru bir dere boyu su ararken 7-8 yaşlarında bir çoban çocuğa rastladık. Çocuk derdimize çara bulacağını söyleyince peşine takıldık. Dere içinde bir süre gittik. Çocuk bir yerde durdu; yamaçtaki ıslak toprağı göstererek “Buyurun suyunuz!” dedi. Şaşırmıştık. Bizim iş bilmezliğimizi fark eden çocuk ucu sivri bir taş aldı. Yamacın alt bölümünü kazdı, kazdığı topraklarla bir küçük yalak yaptı. Yamaçtan su sızmaya başlamıştı. Çocuk, yine “Buyrun suyunuz!” dedi. Biz yine bu suyu nasıl alabileceğimizi düşünürken çocuk, az ilerdeki kamışlardan birini kırdı ve bir oluk yaptı. Az sonra su kovamıza dolmaya başlamıştı.”
Bu anımı Batı Avrupa’da kendi çocukları için hazırladıkları testleri bizim çocuklara uygulayıp bunlar geri zekalı diyen eğitimcilere anlatmıştım kaç kez.
Eğitimin temel amacı, bireye, hayatta karşılaşabileceği durumlar karşısında doğru çözümler üretebilme becerisi kazandırmaktır.  Bu bakımdan eğitim, bırakın böyle üç beş test sorusunu, bir dönemde yarım yamalak iki yazılı, bir de kaşa göze sözlü not anlayışıyla da değerlendirilecek bir süreç değildir.
Sık sık  “İyinin düşmanı, daha iyi; daha iyinin düşmanı da en iyidir. “ derim; ama bu benim bir mükemmeliyetçi olduğumu göstermez. Amaç mükemmeli aramak değil, yapabileceğimizin en iyisine ulaşmaktır. Herkes, her şeyi, aynı güzellikte ve başarıyla yapabilseydi herhalde hayat da anlamsızlaşırdı. 
Eğitim, bireyi bir sınavda en kısa zamanda en çok soru çözerek en iyi olmaya değil, yapabileceğinin en iyisini yapmaya hazırlar.
Eğitim, ne kadar yapabiliyorsan o kadar dene anlayışıyla, bireyin toplumda kendine uygun roller üstlenebilmesini sağlama sürecidir. Bu süreci göz ardı eden her eğitim arkasında mutsuz, sürekli yakınan, eleştiren: ama üretemeyen bireyler ordusu bırakmaya mahkumdur.
Farklılıklar, insanoğlunun en değerli zenginlik kaynağıdır. Aslolan bireylerin farklılıklarını keşfetmelerine katkı sağlamak, onların o değerleriyle yarın kaygısından uzak yaşam olanakları sunabilmektir. 
Bu ülkede eğitim oyalayıcı ve göz boyayıcıdır. Gençlerin gereksiz gerilimlere sokarak ruh sağlıklarını bozmaktadır.
Veliler istedikleri kadar yatırlara çaput bağlasınlar, dedelere mum diksinler, hatim indirsinler sınava giren öğrenci ve üniversite kontenjanları bellidir.
Keşke insanımız, olmayacak duaya amin demekle vakit geçireceklerine şu eğitim sistemine tepki zincirleri oluşturabilseler.
Eh ne yapalım, onlar da bu eğitimin ürünü.

supertotobet -tipobet -trbet -ultrabet -vdcasino

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar