Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan emekli maaşları için; “Tasarruf etmek için onlardan kesmek lazım” dedi, emekliler şu yanıtı verdiler: "16 bin lira maaşın neresinden tasarruf yapılır? Bedduamızı almadan o koltuğu bırak... Yapamıyorsan bırak git, bari günahımıza girme” dediler... Haber, 26 Eylül 2025 günü KORKUSUZ Gazetesi Muhabiri sayın Firuze Şenavcı’dan gelmişti...
Katıldığı bir programda; “Allah’a binlerce şükür, zor durumda da olsak emeklilerin maaşını ödüyoruz. Aslında tasarruf için sosyal yardımlardan, emekli ve asgari ücretliden kesmek gerekiyor” diyen Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a o günden beri tepkiler dinmiyor... 16 bin 881 lira maaşla yarı aç - yarı tok yaşayan emekliler; “Bizim daha neremizden tasarruf yapacaksınız? Öldürün hepimizi, siz de kurtulun biz de” diye isyan ettiler!..
İktidarın kendilerini yük olarak gördüğünü söyleyen bazı emekli vatandaşlar da, Bakan Işıkhan’a sert sözlerle seslendi: “Evladım Vedat, gel sen biz emeklilerin bedduasını alma. Ya bizi insanca yaşatacak koşulları sağla ya da o koltuğu bırak. Elimizdeki üç kuruşu da alıp yaşlı başlı insanları daha fazla perişan etme. Yazıktır, günahtır. Tasarrufu halkın parasını çarçur edenlerden yap. Biz zaten ölmüşüz” dediler...
Bu kibar görünüşlü kardeşimiz bir şekilde ‘BAKAN’ yapılmış ama, maalesef baktığı yeri bile göremiyor olmalı?.. Biz emekliler, sizin babanızın parasını değil, en az 25 yıl çalışıp, her ay SSK-SGK-Bağ-Kur aidatlarını peşin peşin ödeyerek, bugünkü ‘emekli maaşlarını’ hak ettik bayım!.. Yoksa siz bu maaşları, lütfedip de babanızın çiftliğinden ödendiğini filân mı sanıyorsunuz !? Bu bizim ana sütü kadar helâl hakkımız, her ay söke söke de alacağız, bu sizin inisiyatifinizde değil, bunlardan isteseniz de kesinti yapamazsınız, zaten her maaş zammı günlerinde ENAG’ın % 120, İTO’nun % 90 ilân ettiği enflasyon oranlarını, sizler TÜİK cambazlıkları ile hep yarısını, enflasyonu % 60 civarında gösterip, bugüne kadar milyonlarca emeklinin canına okudunuz, yetmedi mi !? ‘Kibar Feyzo’ maskesi altında görünüp, bizi yolup durmayınız, çekin artık üzerimizden o ‘Alıcı Kuş’ pençesine benzeyen ellerinizi!..
Bu haberden bir gün sonra Sözcü Gazetesi’nde çıkan haberde ise, yine aynı Bakan Vedat Işıkhan’ın; “20 yıl pirim ödüyorsunuz, 30 yıl maaş alıyorsunuz” açıklamasının ardından, maaşların gelecekte tehlikede olduğu anlamına geldiğini belirtti. Türkiye Emekliler Derneği Başkanı Muhsin Dilbaz da; “Maaşlarımızı bizden beter Mısır ile değil; Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere ile kıyaslayın!.. Emekli yüzde/ 450 ücret kaybı yaşadı” diye yanıt vermiş... BaşkanDilbaz ayrıca; “Sosyal güvenlik, çalışanların ve ailelerinin gelecekteki mali kaygılarını azaltmayı amaçlayan bir sistemdir!Vedat Işıkhan’a göre emekliler için büyük aşama kaydedilmiş ve çok iyi noktadaymışız. Gerçekten öyle mi? 2002’de en düşük emekli aylığı ile 8.5 küçük (çeyrek) altın alınıyordu. Şimdi küçük altın 8 bin TL’yi aştı. Ancak iki küçük altın alınabiliyor. Yani emekli yüzde/ 450 ücret kaybına uğramış... Bu hesabı ilkokul çocukları bile kolayca yapar, sayın Bakanımız yapamıyor mu?” dedi...
Sayın Bakan, madem bu işten devlet çok zararlı çıkıyor; ödediği pirim süresi dolan her emekliye, ‘Ötenazi’ uygulayınız, bizleri öldürünüz, siz de zarar edip durmayınız, olur mu? Peki, bu arada pirim süresi öncesinde kendi vadesiyle ölenlerin geri kalan paralarını da, o emeklinin yakınlarına ödeyecek misiniz? Öyle ya; sizin hesap böyleyse, bunun diyetini de ödemek durumundasınız, öyle değil mi kibar Bakanımız !? Vee son sözüm; eloğlunun emeklileri bizim ülkemize tatile gelip, günlerce buraları geziyorlar, yiyip-içip, alışveriş de yapıp gidiyorlar!.. Biz ise, bırakın bir yabancı ülkeye gitmeyi, sizler sayesinde kendi yakın İllerimize ve İlçelerimize bile bir günlüğüne gidemiyoruz!..
Yorum Yazın