Muğla
BIST10.859
DOLAR41.7008
EURO48.9299
ALTIN5271.6
BTC/USD123539.63
Hamdi TOPÇUOĞLU

Hamdi TOPÇUOĞLU

Mail: egerem@yahoo.com

SEÇİMİN ARDINDAN

 Demokrasilerin şöleni seçimdir.  Millet kararını böyle vermiştir.  Bir partinin oylarını, beş ay içinde %9 arttırması, siyasetçilerin, siyaset bilimcilerin, sosyologların konusudur. Bize düşen sonuçları  - gerekçeleri ne olursa olsun- saygıyla karşılamak ve demokrasinin daha da geliştirilmesi konusunu ısrarla izlemektir.
Muğla bu seçimlerde yine bilinen bir tabloyu önümüze koydu: 3 +2+1.
Seçilen tüm milletvekillerimizi ayrım yapmadan yürekten kutluyorum. Muğla’nın kazanması için onların başarılı olmaları gerekir.  Oy vermekle işimizin bitmediğini bilelim.
Bize düşen görev,  hiçbir ayrım yapmadan onları desteklemek,  onlara düşen görev isepartilerinin karar organlarında etkin görevler almak, Muğla için el ele çalışmak olmalıdır.
Muğla, kaç dönemdir Ankara’ya partilerinin mutfağında söz sahibi milletvekili gönderememektedir. Bu gerçeklik, artık bu bu dönem değişmelidir.
Deneyimli Hasan Özyer’in bakan olması,  Mehmet Erdoğan’ın daha etkin görevler üstlenmesi beklentimizdir.
Muğla, bugüne dek  CHP genel merkezinin tüm taleplerini hoşgörüyle karşılamış ve partiyi hep birinci parti olarak bağrına basmıştır. Bunun genel merkezde de bir karşılığının olması artık zorunludur. Muğla, CHP genel merkezinde güçlü bir şekilde temsil edilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Her ne olursa olsun Muğla’yı çantada keklik olarak görenler  çok kötü yanılıyor.
***
1 Kasım 1922 saltanatın yıkıldığı gün.
Ya 1 Kasım 2015?
HDP siyaset alanının dışında kalsaydı bizi nasıl bir Türkiye senaryosu bekliyor olurdu, hiç düşündünüz mü?
Kabul edelim ki bu seçimin iki kesin galibi vardır: AK  Parti ve  PKK...
Kaybeden mi?
Oylara bakılırsa üç muhalefet partisi.
Gerçekte ise " erdem" dir.
***
Yaşlı komşum:
 
"76 yıllık ömrüm her seçim akşamı hüsran yaşamakla geçti. "dedi.
Eşi çıkıştı:
"Yeter artık! Yakınma. Partinizin, yıllardır muhalefet milletvekili koltuğunda sefa süren siyaset baronlarıyla iktidar olamayacağını en iyi siz biliyorsunuz."
Öyleyse kendimize soralım:
"Bu ülkeyi kuran bir partinin bunca yıldır iktidar olamamasında benim suçum ne?"
 ***
"CHP liderini değiştirmelidir. Kılıçdaroğlu ile olmuyor." dedi bir arkadaşım.
"CHP, Kılıçdaroğlu öncesi  iktidarda mıydı?" dedim.
Öncelikle CHP'nin,  genel merkezden en küçük birimine,  sen ben bizim oğlan ilişkilerine dayanan siyaseti bırakarak dünya sosyal demokrasisinin uyguladığı "yönetişim, katılımcılık ve yerindenlik" siyaset yöntemlerini sokak sokak, mahalle mahalle devreye sokması gerekir.
Yalancı pehlivanların cirit attığı bir parti, bir altmış sene daha geçse yine iktidara gelemez.
Eğer CHP hâlâ ana muhalefetse bunu Atatürk'ün mirasına borçludur.
Boşuna "Ata malı tez tükene, evlat gerek kazana!" dememiş atalarımız.
***
Duygusal yanım isyanda:  "Bırak halkı, milleti; devleti,  ülkeyi. Çekil bir köşeye. Bir küçük bahçe al kendine. Kuş besle. Kedileri, köpekleri sev. Otlar topla ormandan.
Toprağın, suyun şiirini yaz. "Kekikle Keklik" masalını yaz."Çam, tırtıl ve  İspinoz" güncesini tut. Güncelin girdabında alabora olma, hayata yelken aç!" diyor.  
Ama sormadan da edemiyorum:
Buna hakkım var mı?
Dahası doğru mu?
Ah, ben bilmez miyim kendimi. Ben gitmek istesem de bilincim bırakmaz ki beni.
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar